29 Nisan 2010 Perşembe

Play Off İlk Maçı: Efes Pilsen - Erdemir

Play off Efes Pilsen açısından, en azından ilk maç için, geçen sene olduğu gibi başladı. Geçen sene ilk turda Daçka vardı karşısında. Normal sezon maçlarında nispeten yakın maçlar varken Efes play off'ta darmadağın etmişti rakibini. Bu sene de benzer şekilde başladı play off. Efes Pilsen normal sezon maçlarında ortalama 13 sayı farkla yenerken play off ilk maçında 20'lik yaptı. Üstelik maçın sonunu Ali Işık - Dusan Cantekin ikilisi ile oynamasına rağmen.

Erdemir zaman zaman direnç de gösterdi ama maçın en kritik anlarında üst üste gelen ve doğru seçim de olmayan üçlükler rölantide giden maçı bir daha dönmemek üzere Efes'e çevirdi. Maçla ilgilibir kaç şeyi yazmak istiyorum.

-Salonun hali içler acısıydı. Efes Pilsen o salonu dolduramazdı. Ama maç 6'da olmasa en azından normal sezon maçlarındaki kadar seyirci olurdu. Sırf saatinden dolayı gelemeyen çok insan biliyorum. Ve normal sezon maçında orda en az 4 kat daha fazla insan vardı Ayhan Şahenk'te...

-Charles Smith 14 sayısına 8 top çalmayı ekleyerek bence ligin en iyi savunmacısı benim dedi. Eskidikçe güzelleşiyor. BBL seviyesi için olağanüstü bir yıldız.


-Kerem Tunçeri'nin 16 sayısı önemliydi. Ama yüksek yüzdeli olarak şut sokmasından dolayı önemliydi. Özellikle hücumda oyun kurucu yetenekleri ile değil, skorer gard olarak fayda verdi. 0 -yazıyla sıfır- asistle bitirmesi de bunu göstergesi. Ama her halükarda unvanı oyun kurucu olan bir kişiden yüksek sayı bulmayı özlemişim.

-Alan savunması zaman zaman çok iyi sinyaller verdi. Dönem dönem hoşuma giden savunma performansları vardı. GSCC'nin 20-0'lık hükmen mağlubiyetlerini dikkate almadığımızda, ligin en az sayı yiyen takımı olan Efes Pilsen bu unvanına yakışır oyunu gösterdi.

-Geçen seneden farklı olarak Efes bu sene play off'ta İstanbul dışına çıkacak. En azından bir kere Ereğli'de deniz sefası yapabilirler. Belki Ankara'ya da gidebilirler. Yarı finalden önce umarım seri İstanbul'a taşınmaz da diğer takımlar birbirleriyle kapışıp yorulurken Efes ilerleyen turlara daha hazır çıkar..

Seyirci Anadolu'da

Play off'un ilk 2 maçını izledik. İnternetten sağlam bi link bulduğumdan özellikle Fenerbahçe Ülker - Bornova Belediye maçını çok kaliteli bir şekilde izleme fırsatım oldu.

Maç değerlendirmesi yapmak istemiyorum. Ama ilk maçta vasat kalite, yüksek çekişme ve filmlik bir maç sonu izledik. Barış'ın sakatlığı Banvit'i güçsüzleştirse de evinde kolay kolay yenilmemeye devam edeceğim dediler. Daha da önemlisi salon doluydu. Anadolu'nun pek çok yerinde olduğu gibi Bandırmalılar ve hatta İzmirliler salona akın etti.

İkinci maçta ise ilk görüntü sanki maçın başlamasına 2 saat kala çekilmiş gibiydi. Koskoca İstanbul'da kaliteli bir maç izleyecek basketbolsever, hadi onu geçtim her halükarda Fenerbahçe ile ilgili bir etkinliğie katılacak 150 kişinin olmaması tuhafıma gitti.

TBF güzel organizasyonlarla maçlara olan ilgiyi arttırmaya çalışıyor. Bu etkinliklerden biri maçlara gelenlere çekilişle lap top hediyesi. Eğer İstanbul'da olsam Fenerbahçe Ülker'in Bornova maçına kesin giderdim. Çünkü ödül kazanma ihtimali en yüksek maç oluyor.

İspanya gibi olmayı beklemiyorum. Veya hedef Partizan demiyorum. O kadar yüksekten uçamam. Ama en azından Almanya kadar olabilmek lazım.

28 Nisan 2010 Çarşamba

1-0


1-0 önde başlama kuralını sevmiyorum. Tamam, normal sezonun değerini arttırıyor. Normal sezon maçlarını angarya olmaktan çıkarıp çok önemli hale getiriyor. Ama mücadelenin zirve yapması gereken play off'un da tadını kaçırıyor.

Bu tatsızlıktan en fazla istifade eden takım yine Efes Pilsen. Efes Pilsen play off tarihinde 30. kez eşleşmeye 1-0 önde başlıyor. İstatistiğe boğmayayım sizi ama en yakın rakibinin uzak ara önünde bu konuda. 1-0 önde başladığı, daha önceki 29 eşleşmenin 28'ini Efes Pilsen kazanmış. Efes Pilsen kazandığı 28 serinin 19'unu ise hiç maç kaybetmeden bitirmiş. Yani 3-0 veya final serisiyse 4-0 olarak bitirmiş.

Efes Pilsen karşısında 1-0 geriden gelip seriyi önde bitirebilen tek takım Fenerbahçe... 1994-95 sezonunun yarı finaline Efes Pilsen 1-0 önde başlamasına, üstelik ilk maçı da kazanıp durumu 2-0'a getirmesine rağmen Fenerbahçe 3 maç üst üste kazanarak finale yükselmişti. 15 senedir bu başarıyı tekrarlayan yok.

27 Nisan 2010 Salı

Yanımızda mısın?


Samsung - Efes Pilsen birlikteliğinin güzel bir ürünü olarak http://www.yanimizdamisin.com/ yayında. En profesyonel sponsorluk ilişkilerinden biri olan Samsung - Efes Pilsen örnek bir çalışmaya daha girişmiş. İncelemenizi tavsiye ederim.

Efes Pilsen - Erdemir Karşılaşmaları

2009-10 sezonu play off'larında ilk ve umarım son olmayacak rakip Erdemirspor. Erdemirspor'un ilk play off deneyimi olacak bu. Erdemirspor'da koçun ve yabancı oyuncuların da ilk play off deneyimi olacak. Ama daha önce play off gören pek çok oyuncuları var: Emre Ekim, Erdal Bibo, Serhan Kavut, Hakan Koseoğlu, Ümit Türkoğlu, Erkan Veyseloğlu gibi..

Erdemir'de Efes Pilsen alt yapısından yetişmiş 2 oyuncu bulunuyor. Biri Erkan Veyseloğlu, ki onu Efes formasıyla hiç hatırlamıyorum. Diğeri ise Efes'ten yetişip seyyah oyunculardan olan Erdal Bibo.

Efes Pilsen, Erdemirspor ile daha önce, 2'si Türkiye Kupası, 8'i normal sezon maçı olmak üzere 10 kere karşılaşmış. 10 maçta da Efes Pilsen kazanmış. En dikkat çekici olan maç 2009 yılının Teknosa Türkiye Kupası finalinde oynanmıştı. Play off bile yapamamış bir takımın finale yükselmesi büyük başarıydı. (Ama bu başarısına rağmen bence saçma ve haksız bir düzenleme nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Kupası maçı oynama hakları ellerinden alınmıştı. Yoksa Efes Pilsen'le 1 maç daha fazla oynayacaklardı.)

11. maçta, 29 nisan çarşamba, akşam 6'da neler olacak göreceğiz. Az sayıda kişi salonda ben de Kahramanmaraş'ta internet başında maçı takip etmeye çalışacağım.

26 Nisan 2010 Pazartesi

Play Off'lar Başlıyor

Sonunda normal sezon bitti. Efes Pilsen geçen sene olduğu gibi normal sezonu 1. sırada bitirdi. Geçen seneye 2 mağlubiyet almıştı. Bu sene mağlubiyet sayısı 3'e çıktı. Fazladan mağlubiyeti Galatasaray Cafe Crown karşısındakiydi. Onun dışındaki iki mağlubiyeti de makul karşılayabilirim.

Ligin son maçında Erdemir'le oynadı Efes. İki takım açısından da play off maçıydı aslında. Efes kazanırsa play off'ta 1-0 öne geçecekti. Bunu da başardı. Play off'ta 1-0 öne geçti. Sadece play off sonucu için değil, oyunun ciddiyeti açısından da gerçek bir play off maçı gibi olmuş. Ereğli'ye giden arkadaşlardan duyduğum kadarıyla önce Efes farkı açmış, yine fark olacak sokıcı bir maç mı oynanacak diye düşünürken Ereğli geri dönmüş. Ben TBL'nin sitesinden canlı istatistik takip ederken sanırım bu geri dönüş aşamasına yetiştim.

Yine Ereğli'den gelen arkadaşların anlatımından Kasun'un, doğru düzgün 5 numarası olmayan rakibi karşısında silik bir oyun sergilediğini ve klasik Ergin Ataman fırçasını yediğini de duydum. Hadi koçuyla bozuşup Hırvat milli takımını bıraktı. Dnya şampiyonası dönemi ile ilgili tek hayali plajda takılmak. Ama bu tavrı devam ederse sadece Hırvat milli takımında değil, seneye Efes Pilsen'de kendine yer bulamaz. Zaten göndermeye yabancı arıyorlar. Kendi bahanesini kendi üretmez inşallah.

Dünya Şampiyonasına hazırlık sürecini öne çekmek için play offlar hemen başlatılıyor. Efes'in normal sezon- play off arası 5 gün. Ama ilk maçlar dikkate alındığında bu ara 4 güne iniyor. Aslında marka değeri biraz daha yüksek bir lig olsak tanıtımlar, analizler vs için biraz daha zamana ihtiyaç olurdu. Ama gerek duyulmadı. Yine de geçen senelerde olmayan bir uygulamaya gidip "Sezonun En Ateşli Zamanı" başlığıyla bir basın toplantısı ve play off tanıtımı yapılacakmış. Son derece olumlu bir hareket.

Artık maçlar başlasın, ben de internette justin üzerinden izlemeye çalışayım.

22 Nisan 2010 Perşembe

115


Efes Pilsen'in 29. haftada Antalya Büyükşehir Belediyesi karşısında bulduğu sayı 115. Beko Basketbol Ligi'nin bu seneki en yüksek sayısına ulaşmış oldu Efes Pilsen. 2005'te Türkiye Kupası'nda İTÜ'ye 119 atmıştı. Ligde ise en son Kombassan Konya'ya 2001 yılında 116 sayı atmıştı. Yani ligde 9, toplamda 5 senedir ilk defa 115+ sayıya ulaşılmış oldu.

Play Off Yaklaşıyor

Normal sezonun sonuna gelirken Daçka'nın durumu hariç her yer duman altı. Düşecek son takım için 5 takımın tedirginliği var. Son play off bileti için 3 takım pusuda. 4.-5. sıralar için Beşiktaş Colaturka ve Türk Telekom'un bekleyişi sürüyor. Bu haftasonu İstanbul'da olacağım. Ama hiç bir maça gidebileceğimi zannetmiyorum. Yine de televizyondan seyretmek ve internetten skorları takip etmek için sabırsızlanıyorum.

Bu hafta Bornova Fenerbahçe Ülker'i yendi. Bu sene Fenerbahçe Ülker'in 7. mağlubiyeti. Son 7 haftada 4. mağlubiyeti olması ve bu 4 mağlubiyetin arasında Darüşşafaka Cooper Tires, Mersin BŞB ve Bornova takımlarının olması da ilginç.

Bornova geldi oturdu 7. sıraya. Son hafta GSCC'ye yenilip 2 haftadır yenilen Erdemir'in de inanılmazı başarıp Efes'i yenmesi ihtimali olmazsa 7. sırada kalacak. Dolayısıyla FBÜ ile eşleşecek. Ve bu eşleşme 0-0'dan başlayacak. Yani kaybedlen bu maç aslında bir play off maçıydı. Play off'un skorunu etkiledi. FBÜ 1 maç fazladan oynamak zorunda kalacak.

Benim 4-5 eşleşmesinde favorim BJKCT. Kadrosunu ve zaman zaman oynadıkları oyunlarını beğeniyorum. Ayrıca Türk Telekom önünde 1-0 öndeler. Ve son hafta kazanırlarsa (veya Telekom'la birlikte kaybederlerse) saha avantajını da ellerine alacaklar. Tabi bu düşüncem Beşiktaş'ın geleneksel olarak yaptığı üzere yabancıların parasını ödememesinden kaynaklanan bir değişikliğe uğrayabilir. Eğer Telekom bana göre sürpriz olanı gerçekleştirip yarı finale yükselmezse Efes final öncesindeki iki play off eşleşmesine de 1-0 önde başlayacak. Ve Efes Pilsen, tarihinde 1-0 önde başladığı serilerde sadece 1 kez kaybetti.

FB Ülker ise Bornova'dan sonra gelen ister Banvit olsun ister Pınar Karşıyaka olsun, ikisine de 0-0 başlayacak. Yani olası final öncesinde en az 2 fazladan maç yapmak zorunda kalacak. Bu durum Efes'te rehavet oluşturmayacaktır. Çünkü Efes Pilsen'i sürekli eleştirmeme rağmen bu sene takımda görmediğim tek şey rehavetti. Ve finallerin havası her zaman başka olur.

21 Nisan 2010 Çarşamba

Daniel Santiago Porto Riko'da

Daniel Santiago'nun Porto Riko'ya döneceğine dair söylentiler olduğunu yazmıştım. Söylentiler gerçeğe dönüşmüş. Santiago 1996'dan sonra ilk defa Porto Riko liginde mücadele edecek. Yeni takımı Arecibo Capitanes. Haber takımın resmi sitesine de yazılmış. Takım arkadaşlarından biri de vaktiyle Beşiktaş'ta izlemekten büyük keyif aldığım Larry Ayuso.

Çok uzun yıllar Daniel Santiago'nun Efes Pilsen'e gelmesini istemiş biriyim. Kariyerinin en sonunda belki en yorgun olduğu bir dönemde de olsa Efes formasıyla onu gördüğüme sevindim. İstanbul'daki Rytas maçında ağzımıza bir parmak bal çalıp gitti. Umarım memleketinde başarılı olur.

Euroleague Maraş'tan Ayrılıyor

Kahramanmaraş'taki Euroleague logosu hırsızlığını yazmıştım. Burda kursun sahiplerini tanıyan bir kaç kişinin kulağına fısıldadım durumu. Kahramanmaraş küçük şehir. Etkisi oldu mu bilmiyorum ama dün birden bire Metro Sürücü Kursu'nun arabalarının üzerindeki logolar değiştirilmiş.




Ama yine dün aynı sürücü kursunun ilanını görmüştüm. Belki daha önceden basıldığından onu değiştirememişler. Afişte hala Euroleague'in logosunu kullanıyorlar. Afişteki elemanların kendilerinin orda kullanıldığından haberdar olup olmadıklarını da ayrıca merak ediyorum.

20 Nisan 2010 Salı

Ergin Ataman'ın Normal Sezon Başarısı

Ergin Ataman ile Efes Pilsen Beko Basketbol Ligi'ni lider bitirmeyi garantiledi. Geçen sene de Efes Pilsen aynı başarıyı kazanmıştı. Climamio Bologna'dan Türkiye'ye döndüğünde başına geçtiği Beşiktaş Cola Turka ile de normal sezonu birinci bitirmişti. Yani son 3 sezondur Ergin Ataman'ın çalıştırdığı takımlar normal sezonu birinci bitiriyor. Bu açından tebrik edilmesi gerekiyor Ergin Ataman'ın.

Peki Ergin Ataman'ın 3 sene üst üste ligi lider bitirmesi rekor mu? Değil. En azından normal sezon formatının şimdiki gibi olduğu 1983-84 sezonundan itibaren incelediğimizde değil. Rekor 4 sezon ile Efes Pilsen'in başındaki Aydın Örs'e ait. Aydın Hoca 1994-95 sezonundan 1997-98 sezonuna kadar tam 4 sezon üst üste lider takımın başındaydı.

19 Nisan 2010 Pazartesi

Play Off Öncesi

Efes Pilsen, Kepez Belediyespor galibiyetiyle normal sezonu lider bitirmeyi garantiledi. Böylece play offta karşılaşacağı her takıma karşı daha fazla maç Ayhan Şahenk denilen acaip salonda oynanacak demektir.

Biraz eski veriler karıştırdım Son 10 senede Efes Pilsen 5. kez normal sezonu lider bitirmiş oluyor. Ligin normal sezonunun şimdiki gibi oynandığı 1983-84 sezonundan itibaren hiç bir 10 sezonluk bölüm yok ki Efes Pilsen'in dışında bir takım 5 kez lider bitirsin. Bu başarı sadece ve sadece Efes Pilsen'e mahsus. O yüzden Efes Pilsen'i hem başarısından hem de istikrarından dolayı tekrar tebrik ediyorum.

Ligin 1, 2 ve 3. sırasındaki takımlar belli.

4-5 de Telekom ve BJKCT arasında çekişme devam ediyor. Bu eşleşme önemli. Çünkü Efes Pilsen'in yarı finaldeki rakibi bu iki takımdan biri olacak. Dolayısıyla BJKCT ile Telekom'un maçlarını Efes Pilsen'den daha ciddi takip ediyorum. Rakip olarak BJKCT'yi tercih ederim. Çünkü Efes Pilsen bu eşleşmeye 1-0 önde başlayacak.

6. sırayı kaybetmesi için Pınar Karşıyaka'nın kalan 2 maçı bile kaybetmesi yetmeyecek.

7-8 için tam 4 takım kapışıyor. GSCC'nin yarış dışı kalmasına açıkçası sevindim. Diğer takımlara karşı 1-0 önde başlayacakken GSCC ile 0-0'dan başlamaya gerek yoktu. Gerçi muhtemel bir GSCC eşleşmesi ilerki turlar için sağlam bir hazırlık olurdu. Neticede Efes play off için sıkı takım aradığından sürekli yurt dışına gidiyor. Şimdi ilk turda gelecek olan Erdemir, Bornova, Tofaş, Antalya Efes Pilsen'in sadece 2 maç oynayarak eleyebileceği takımlar.
Ekleme: Ako'nun uyarısıyla baktım. GSCC'nin matematiksel olarak şansı devam ediyormuş. İçimden geçeni yazmışım sanırım.

17 Nisan 2010 Cumartesi

Hatay


Haftasonunu Maraş'ta sıkılarak geçirmemek için Hatay'a geldim. Midibüsle ve düşündüğümden daha uzun sürede ulaşabildim buraya. 3 saat ve yorucu bir yolculuktan sonra ulaşabildim şehre.

Otele gitmek için taksiye atladım. Asi Nehri şehri ikiye bölmüş gibi akıyor. Nehrin kenarında yürüyüş yolları ve 20- 30 metrede bir nehre çıkıntı yapan platformların üzerinde banklar var. Yolun bir kısmında da inşaat devam ediyor. Güzel bir ortam oluşmuş.

Kaldığım otel eski bir konağın restorasyonu ile oluşturulmuş. 1903 tarihinde inşa edilmiş bir konak. 40'lı yıllardan 1975'e kadar da Adliye olarak kullanılmış. Şimdi konforu az, ama müzede konaklıyormuşsunuz izlenimi uyandıran bir yer. İnternet sitesi burda.

Gelmeden önce NTV'nin internet sitesinden Vedat Milor'un programının görüntülerine bakmıştım. Çünkü bir süredir Antakya ve Gaziantep'ten mekanlar gösterdiğini biliyorum. Son programda adeta aşkla anlattığı Sultan Sofrası diye daha çok Antakya mutfağı yemekleri yapılan bir lokantayı göstermişti. Otele eşyamı bırakır bırakmaz oraya gittim. Tavsiye ederim. Adamlar işinin ehli. Gerçi geç saat olduğundan çeşit azdı ama yarın öğle saatlerinde bir daha gitmeyi planlıyorum. İnternet sitesi burda. Yemekten sonra adet olduğu üzere künefe yemeye gittim. Künfeyi çok seven biri olarak söylemeliyimki, eğer yediğim şey gerçekten künefeyse şimdiye kadar İstanbul ve diğer künefe diye çok fena kandırılmışız. Başka da bir şey söylemiyorum

Asi nehrinin dışında Harbiye'ye gittim. Güzel yer. İnternetten biraz bakındığında zaten insanın hoşuna gideceği anlaşılıyor. Ayrıca mozaik müzesi muhteşem. Gaziantep'te Zeugma mozaiklerini de görmüştüm. Ama burdaki çeşitlilik olağanüstü.

Aslında benden başka kimsenin merak etmeyeceği bu ayrıntıları da neden yazıyorum bilmiyorum. Biraz yoruldum sabahtan beri. Bir de gittiğim yerlerden fotoğraftan başka iz kalması hoşuma gidiyor. Ayrıca Efes formam yine yanımda. Bu sefer kahvaltıya o formayla indim. Tuhaf bakışlara maruz kaldım:)

15 Nisan 2010 Perşembe

Turist Ömer Roma'da

Bir elimde cımbız bir elimde ayna umurumda mı dünya demiş Orhan Veli. Roma'da alınan hezimet niteliğindeki mağlubiyetten sonra İstanbul uçağı geç saatte olduğundan Roma sokaklarında turlayıp Kolezyum'u gezmiş Efesli oyuncular. İşte Kolezyum, Rakocevic ve Nachbar:

14 Nisan 2010 Çarşamba

Çukurova

Çukurova'nın 91-92 kadrosu olmalı. Murat Evliyaoğlu'nu saçlı, İhsan Bayülken'i bıyıklı görmek değişik bir durum. Bir de 16 numaralı tişörtü giyen bıyıklı amca hala Mersin'in masörü mü malzemecisi mi bilmiyorum ama bençte devam ediyor. Ömer Büyükaycan'ın son senelerine yetiştim ama Emir Turam'ı hiç canlı izleyemediğim için şanssız hissederim kendimi.

13 Nisan 2010 Salı

Euroleague Kahramanmaraş'ta


Euroleague'in kendisi olmasa bile logosu Kahramanmaraş'ta. Euroleague maçları izleyen hane veya işyeri sayısının kısıtlı olmasına güvenip rahatlıkla kullanmışlar logoyu. Aslında bu kadar rahat olmakta haksız da sayılmazlar. Kimin dikkatini çekerki..

Metro Sürücü Kursu bu logo arakçılığına imzasını atmış. Euroleague'in adeta ebru sanatıyla yapılmış E'sini yan çevirdin mi, al sana Metro Sürücü Kursu'nun M'si. Hem de sanki bizden bir logo gibi. Hiç Avrupai çağrışımlar yapmıyor.

Arabayı daha önce görmüştüm. Bugün de görüp cep telefonumla fotoğrafını çektim. Henüz bilgisayara indiremediğimden internetteki fotoğrafları yayınlıyorum. Fotoğraftaki Euroleague logolu araçlar hala kullanımda.

Euroleague'in haklarını burda savunacak bir kurum varsa harekete geçmeli.

Sonunda ben de yazdım: Efeslilerblog özel haberi :)

12 Nisan 2010 Pazartesi

Play off Başlasın Artık

Ligin ikinci yarısındaki istisnasız bütün önemli karşılaşmalar Top 16 maçlarının arasına sıkışmıştı. O dönemden başarısız olarak geçti Efes Pilsen. Şimdi Euroleague'de başkalarına imrenerek bakıyoruz. Ligde sürekli fark atarak kazanıyor. O açıdan Beko basketbol Ligi'nin de tadı kaçtı. Bir an önce play offlar başlasa da keyifle maç izlesek.

9 Nisan 2010 Cuma

Naumoski, Mulaömerovic ve Diğerleri


Efes Pilsen'in, yakından bildiğim 1993 ve sonrasındaki en önemli oyun kurucusu Petar Naumoski. Ve bence Efes Pilsen'in en önemli ikinci oyun kurucusu Damir Mulaömerovic... Hüseyin Beşok ve Mirsad Türkcan'a selamlar. Alihodzic de bonus..

Antep'te Yuvalama


Kırk yılın başı futbol maçına gideceğim tuttu. Hazır Antep'teyken Gaziantepspor - Manisaspor maçına gideyim dedim. Kamil Ocak Stadı şehrin göbeğinde. Konum itibariyle Ankara 19 Mayıs Stadı'nı hatırlatıyor. Benim otelim de stada nerdeyse bir taş atım mesafede. Ama ses falan yok. Sadece stadın ışıklarının açık olduğunu gördüm. Genelde böyle maçlarda bir kalabalık vardır. Sürüye uyduğunda seni girişe kadar götürür. Stad etrafında çok az sayıda Gaziantepspor'lu vardı. Stadın dibinde olmama rağmen içerden ses gelmemesi ilginç geldi. Sonra bir özel güvenlikçiye nerden bilet alabileceğimi sordum. Ve o an bomba cevabımı aldım: "Maç seyircisiz oynanıyor."

Kös kös geri dönerken bari yemek yiyeyim dedim. Stadın çok yakınında Aşina diye bir mekan var. Ağırlıklı olarak Antep yemekleri sunuyorlar. Hemen içli köfte ile yuvalama söyledim. İçli köfte sıradandı ama yuvalama muhteşemdi. Buralara gelenler için şiddetle tavsiye ederim. Aşina'nın internet sitesine burdan ulaşabilirsiniz.

Antep baklava şehri aslında. Yuvalama, analı kızlı ve alaca çorba konusunda Aşina iyi olsa da daha önceden yediğim için biliyorum, baklava ve türevlerinde o kadar iyi değiller. Baklava için şu an nirvana noktası hala İmam Çağdaş. Onu da öğle yemeğinden sonra ziyaret etmiştim.

Maraş'tan sonra Antep muhteşem bir şehirmiş gibi görünüyor. Dondurma dondurma da bir yere kadar..

Yanıma neden aldım bilmiyorum ama Efes formam hala çantamda. Nerde olursak olalım Efes über Alles diyerek mevzuyu alakasız bir şekilde Efes'le bitireyim:)

6 Nisan 2010 Salı

Dwayne Jones Suns ile Anlaşmış


Efes Pilsen'de varlık gösteremeyen, hatta Ergin Ataman'ın ifadesiyle başını bile kaldıramayan, Kızılyıldız'dan 2 günde postalanan Dwayne Jones, Phoenix Suns ile anlaşmış. Haber burda. Üstelik Gelişim liginin en fazla ribaund alan oyuncusu durumdundaymış. Diğer ortalamaları da yerinde. Ben askerdeyken güç bela izleyebildiğim, izlediğimden de bir şey anlayamadığım, Efes Pilsen için sadece sezon ortasında oynanıp kaybedilmiş kumar hükmünde olan o Dwayne Jones bile NBA'de rahatlıkla takım bulabiliyorsa benim için NBA bitmiştir. Daha da olsa gelmem..

5 Nisan 2010 Pazartesi

Dünya Şampiyonası Yeni Duvar Kağıtları

2010 Dünya Şampiyonası için yeni duvar kağıdı çalışmaları yapılmış. Uygulama biraz zayıf olsa da fikir çok güzel. (Tıpkı Van Kedisi fikrini son derece beğenip sonuçta çok başarılı bir şey olmaması gibi..)

En beğendiğim çalışma olmasa da bence en eğlenceli olan Sıhhiye Meydanı'na oturmuş Kobe Bryant ve Pau Gasol'ünkü... Tabi ikisinin de şampiyonanın herhangi bir anında Ankara'da bulunmayacak olmaları işin ironik kısmı.
Kapadokya ile ilgili olanlar da hoşuma gitti. Bilmeyenler için söyleyeyim. Ürgüp ile Kayseri'nin arası, otobüsle 1 saat kadar sürüyor. Özel araçla çok daha az. (Yani ortalama bir İstanbullu'nun Abdi İpekçi Spor Salonu'na ulaşmasından daha kısa süre.) Umarım gelenler Kapadokya bölgesine yönlendirilebilirler.
Diğer duvar kağıtlarına burdan bakabilirsiniz.

Eller Aya Biz Yaya


Bir yandan Fenerbahçe Acıbadem'in muhteşem zaferlerini izliyorum. Türkiye'nin Avrupa kupalarında kulüpler düzeyinde ilk şampiyonlar ligi finalini izlemek keyif veriyor. Bir yandan Partizan başta olmak üzere Euroleague'de çeyrek finale kalan takımların normal sezona inat zevkli maçlarının görüntülerine bakıp basketbolun tadını çıkarıyorum. Ondan sonra Tofaş -ki zaten en ufak bir görüntüsü bile basında yer bulmadı-, Oyak Renault maçlarına tam anlamıyla konsantre olmak imkansız hale geliyor. Beko Basketbol Ligi'ni önemsemeyen biri deği değilim. Ama hedef ve seviye Euroleague'den normal sezonun iddiasız maçlarına düşünce insan sıkılıyor.

Yine de;

-Nachbar'ı sahada görmek her zaman güzel. Sene sonunda koç değişse bile Boki Efes'te kalmalı. Hatta koç değişirse illaki kalmalı..

-Kasun'un doğumgünü kutlamasını ben de efesliler.com forumundan ve maçtan sonra duydum. Efesliler'den Erkan'ın şahsi organizasyonu... Kasun'u da çok duygulandırmış.

-Oyak Renault'yu severim. Umarım ligde kalırlar.

2 Nisan 2010 Cuma

Oyak Renault Efes Pilsen Eşleşmeleri




Yarın Efes Pilsen - Oyak Renault maçı var. Oyak Renault maçlarına ilişkin en kötü tecrübeyi 2008'de yaşamıştım. David Blatta yönetimindeki kendinden fazla emin Efes Pilsen, nasılsa 5 dakika kendimizi sıksak maçı kazanırız diye düşünmüş, maç sonuna kadar uyumuş, bu olağan dışı duruma Woolridge'in olağan üstü performansına da eklenince Oyak Renault maçı kazanmıştı. Böylece Oyak Renault'un tarihindeki en büyük başarısını kazanmasına vesile olmuştuk.

Türkiye Kupası'nda böyle bir mağlubiyeti gözlerimle gördüm. Peki Efes Pilsen normal sezon veya play off'ta Oyak Renault'a hiç yenildi mi diye düşündüm. Efes Pilsen ile Oyak Renault şimdiye kadar 39 kere karşılaşmış. Oyak Renault'un 2 galibiyeti var. Biri malum. Peki diğeri? İlginç bir istatistikle belirtmek gerekirse Oyak Renault Efes Pilsen ile ilk karşılaşmasından hem de deplasmanda galip ayrılmış.


Tarih 30.10.1982. Skor: 88 - 92
Fotoğraflar tabiki Milliyet Arşivden

Efes Pilsen ve Süleyman Demirel 2

1998'deki Cumhurbaşkanlığı töreninden bahsederken elimdeki tek belge üzerinden bir şeyler karalamıştım. İlk haber burda. Arşivimdeki tek fotoğraf o zannetmiştim. Yanılmışım. Alakasız isimlerle kaydettiğim için dikkatimden kaçmış. Süleyman Demirel'in verdiği Cumhurbaşkanlığı Kupası maçına ilişkin başka fotoğraflarım da varmış. Özellikle arşivciler için buyrun:

1 Nisan 2010 Perşembe

Santiago Nereye Gidecek?

Efes Pilsen, Daniel Santiago ile yollarını ayırınca Porto Rikolu'nun İstanbul'dan ayrılmadığını öğrenmiştim. Bu durum Galatasaray Cafe Crown transferi dedikodusunun gerçek olabileceğini düşündürmüştü bana. Ama dedikodular bitmiyor. Bu sefer ülkesine geri döneceği dedikodusu ortaya atıldı. Haber tam olarak anlaştı vs demese de burdan okunup google'dan çevirilebilir.

Açıkçası rakibi güçlendireceğini bilsem de, GSCC forması ile bile olsa İstanbul'da kalmasını isterdim koca adamın. Bakalım ne olacak?

Efes Pilsen ve Süleyman Demirel


Fotoğraf 1998'deki Cumhurbaşkanlığı Kupası maçından. O gün maç için salona, yani Ayhan Şahenk'e yakın yüksek yerlerde keskin nişancılar görüp şüphelenmiştim. Süleyman Demirel gelince nedenini anlamıştım. Efes Pilsen maçı 76-63 kazanarak kupayı almıştı. O seneden sonra herhangi bir Cumhurbaşkanı'nın kupa verdiğini hatırlamam.

Yücel Seçkiner'in ve Engin Özerhun'un gülümsemelerine dikkat. Pano Natof yine ciddiyet abidesi. Tufan Ersöz ve Hüseyin Beşok daha tıfıllar.