18 Nisan 2009 Cumartesi

Ergin Hoca'dan Mektup Var

Ergin Hoca'nın Efesliler grubuna gönderdiği mesajı burdan paylaşmak istiyorum:

Ben öncelikle efesliler.org’u kutluyorum. Türkiye’de futbol kulüpleri ve özellikle 3 büyükler dışında bu tip yapılanmalar son derece az. Biz aslında toplum olarak böyle sosyal faaliyetlere, böyle birtakım sosyal gruplar kurmaya alışkın değiliz. Bu sadece sporda değil, her şeyde geçerli.

Benim yurtdışında çalıştığım için orada bu işlerin ne kadar düzenli, ne kadar taraftarla takımın iç içe olduğunu bizzat yaşadım. Bunun için de karşılıklı olarak hem taraftarın, hem kulübün karşılıklı çalışmaları oluyor. Özellikle Siena’dayken bunu yaşadım. Orda farklı taraftar grupları vardı. Biz her ay o taraftar gruplarıyla bir akşam yemeği yerdik ve bu çok enteresan bir yemek olurdu. Bunu taraftar grupları kendileri hazrılarlardı. Şarkılar, maçlardan görüntüler ve bir coşku olurdu taraftarla takım arasında. Ben hala bugün Siena’ya gittiğim zaman aynı diyalog yaşanıyor. Geçen sene final maçını izlemeye gittim. Maçın başlamasına üç dakika olmasına rağmen beş bin kişilik salonda, beş bin kişi ayağa kalktı ve dakikalarca alkışladılar. Çünkü ben sonuçta Siena’ya gittim, orada yeni bir takım yarattık. Takımı Avrupa şampiyonu yaptık. Orda insanlar bunun bilinci içindeler.

Mesela ben Efes Pilsen’de 2000 yılında Final Four oynadım. Bu Türkiye için çok büyük bir olaydır, çünkü ilk kez bir takım böyle bir kupada final four oynadı ve Efes Pilsen senelerce final four oynamadı. Sonra ben Efes’ten ayrıldım ve ertesi sene Bologna takımıyla İstanbul’a geldim. Sahaya çıktığım zaman ha o takımın başında İtalyan bir antrenör var, ha Ergin Ataman, hiçbir fark yoktu. Burda tabi sorun taraftarın bilinçli olmamasından kaynaklanıyor. Siz burda böyle bir şey yaratmışsınız ve bence kulübün buna destek vermesi lazım. Daha yoğun bir destek olması ve sizin daha aktif olmanız lazım. Ben bunun büyüyeceğine inanıyorum.

Türkiye’de bir gerçek var; Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş. Ama ne olursa olsun benim gördüğüm Türkiye’de özellikle İstanbul’da sessiz bir Efes Pilsen taraftarı var.Yıllar içinde Efes Pilsen’e sizin gibi sempatisi oluşmuş. Çünkü Efes Pilsen Türkiye’yi Avrupa’da en iyi temsil eden, en organize, en modern spor kulübü olmuş. Bu da insanlarda bir hoşgörü yaratmış.

Bunun dışında bugün bizim takımımıza baktığınızda Türkiye’nin en önemli Türk oyuncuları bizde. Taraftar, sizler, oyuncular, özellikle genç kesim bizde. Kerem Gönlüm, Kerem Tunçeri, Ender Aslan, Cenk, Sinan... bunlar hep sporda gençliğin sempati duyduğu isimler. Bunlar Efes Pilsen forması giyiyorsa bizim bir çoğunluğumuz olması gerektiğini düşünüyorum. Şu anda kaç kişisiniz bilmiyorum. Ama ben bunun artacağına inanıyorum. 100 bin kişi istemiyoruz biz. Sizin 3-4 bin kişilik bir grup oluşturmanız ve bunların yarısının maçlara gelmesi bizim işimizi halleder. Siz de bundan çok büyük bir zevk alırsınız. Benim o gün kupayı kazandıktan sonra özellikle sizin yanınıza gelmemin sebebi bu.

Ben sizleri çok takdir ediyorum. Özellikle bu organizasyonu yaptığınız için ve görüyorum ki siz Efes Pilsen’in haklarını korumaya çalışıyorsunuz. Pankart açıyorsunuz. Bu bugün protesto pankartı olur, yarın sevgi pankartı. Ama bugüne kadar hep sessiz kalmış bir toplum gayet nazik bir şekilde spora adımını atıyor. Bence bunlar çok güzel şeyler. Bundan dolayı sizi kutluyorum.

Daha aktif olmak için, bir kere ilk etapta dediğim gibi mesela sizin 30-40 kişilik grubunuzla, kulüple de konuşup oyuncularla birlikte olacağınız bir organizasyon düzenlenebilir. Bu bir kokteyl olabilir, hava düzeldi, açıkhavada bir saatlik söyleşi olabilir. Bundan siz çekinmeyin. Oyuncular da sizi tanımaktan zevk alırlar. Çünkü oyuncu da ilgiden hoşlanır. Sporcular, sanatçılar için maddiyat kadar maneviyat da çok önemlidir. Ama bunu sizin organize etmeniz lazım, kulüp de buna maddi olarak destek olabilir. Yakında bir bahçede, açıkhavada, bir saatlik bir şey olabilir.

Bunun dışında da bence sizin sitenizi biraz daha tanıtmanız lazım maçlarda. Sitenize insanları çekebilmelisiniz. Mesela üye olanlara bir şey hediye edebilirsiniz. Kulüple anlaşabilirsiniz mesela bir forma olabilir. Kulübün de size bir jesti olur. Maça gelenler formayı giyip maça gelir. Siz 2 - 3 bin kişi olduğunuzda kulüp size bunu satabilir de. Kendi de kazanç sağlamaya başlar. Bunlar için zaman lazım diyeceğim ama yıllar geçmiş.

Bizler profesyonel antrenörleriz. Bizim geleceğimiz aldığımız sonuçlarla orantılı oluyor. Ben burada devam edersem uzun yıllar, bunu mutlaka yapacağım. Kulüpte de böyle bir şey var. Ama son üç yılda sportif başarısızlığın verdiği bir gerginlik olduğu için biraz gereksiz görüyor. Sportif başarı geldiğinde bu da gelecektir. Açık söyleyeyim, bunu bugün karşılayamayız. Bugünden yarına olmaz bu iş. Ama bu sezonu şampiyon bitirip, gelecek sezon bu işe devam edersek, burada çok büyük bir ilerleme olacağına ben size garanti veriyorum. Ama sizin de aranıza katılanlara bir promosyonunuz olmalı. Mesela bu yapacağınız organizasyona basını davet ederiz, basına sizi tanıtırız. Basın da sizinle röportaj yapar, bunu sağlarız. Herkes bir konu arıyor. Bu da bir konu, sosyal bir konu oluşturmuşsunuz. Bunları ben yapmaya çalışacağım ama şu anki konsantrasyonumuz sportif başarı.

Ben sıklıkla bu konuyu tartışıyorum konuşuyorum ve en üst yönetime bile tavsiyelerimi söylüyorum. Ama tabi ki bu kulübün patronu ben değilim. Kulübün patronu, bunlara karar verecek olan Engin Özerhun’dur. Benim bu tür konular hoşuma gittiği için ben de destek olmaya çalışıyorum.Ama öncelikle sportif başarı. Efes Pilsen sportif başarıya aç. Bu başarıyı sağladıktan sonra mutlaka aynen Avrupa’da olduğu gibi bunu birlikte yapacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder