12 Ekim 2009 Pazartesi

Kepez Karşısında Fiyasko

Kepez'i küçümsemek haddime değil. Takımda saygı duyduğum çok önemli oyuncular var. Koçlarına zaten söylenecek söz bulamıyorum. Türkiye'ye geri döndüğünde çok sevinmiştim. Ama neticede sen de Efes Pilsen'sin. Bu maçı kazanmak ve Türkiye Kupas'ında son 8'e çıkmak için başka maçların sonuçlarına mahkum kalamazsın. Geçen senenin başında da bir Banvit mağlubiyeti vardı. Takımın silkelenmesini sağlamıştı. Bu maç da umarım böyle bir işlev görür. Çünkü BJKCT karşısında güç bela elde edilen galibiyet yeterli alarmı takıma vermemiş.

Öncelikle söylemeliyim ki maçı izlemedim. Sadece istatistikler ve İzmir'de izleyen arkadaşların anlattıkları üzerinden maçı anlamaya çalıştım. Ama herhangi bir maçtan bağımsız olarak söyleyebilirim ki Kerem Gönlüm'ün oynayamadığı bir ortamda Efes Pilsen'in yabancı kısıtlaması yüzünden Türkiye'de uzun sıkıntısı vardır. Çünkü takımda sadece 2 tane uzun var. Biri Mario Kasun, diğeri Kaya Peker... Efes Pilsen Türkiye'de oynatabileceği 6 oyuncudan 5'ini sahada tutabiliyor. Efes'in uzun sıkıntısından dolayı, oynatmak zorunda olduğu sadece 1 yabancı oyuncusu var o da Mario Kasun. Ama gördük ki Mario Kasun sahada yok. Kasun'un oynatılmamasının sakatlık dışında mazereti olamaz. Kasun'u da dışarda bırakırsan Kepez'e ribaundlarda üstünlük kuramazsın. Ribaundlarda Kepez 31-28 önde. Daha dikkat çekici husus Efes pota altındaki 33 ribaunddan 16'sını Kepez almış. Yolgeçen hanına dönmüş Efes potaaltı.

Ayrıca dikkat çekici bir husus da Efes'in denediği 3 sayılık atışlar. Geçen sene FB Ülker'i bu konuda çok eleştirmiştim. Pek çok maçlarında 3 sayılık atış denemelerinin sayısı 2 sayılıklardan fazlaydı. Efes Pilsen de bu maçta aynı şeyi yapmış. 23 tane 2 sayılık atış denerken tam 36 tane 3 sayılık atış göndermiş. Böyle bir oyun anlayışıyla maç kazanabilirsin ama başarı kazanamazsın. Kepez maçında nispeten yüzdeli girmiş üçlükler ama onlar bile yetmemiş.

Bir de Ergin Ataman'ın CSKA maçındaki tavırlarının bu maçta da aynen devam ettiğini öğrendim. Önce takımın girdiği krizi kendi çözmesi için bekleme, sonra geç alınan molada bağırıp çağırıp taktik yazılan levhayı yere çarpma, sonra da küstüm oynamıyorum diye sandalyesine geçme. Ergin Ataman'ın sadece kötü oyuna kızdığını zannetmiyorum. Eminim arka planında başka bir şey vardır. Öğrenirsem paylaşırım.

Önceki yazımda "EFELERİN EFESİ" pankartının net fotoğrafını koyamamıştım. Ajansspor'da görünce onu da paylaşayım dedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder