30 Haziran 2009 Salı

Kaya Peker ve Ergin Ataman'dan İsyan

Zaman Gazetesi, hafif külleniyor mu dediğimiz tartışmayı kaşıdı. İlginç demeçler koparmışlar.

Aslında Efes Pilsen Oktay Mahmuti tarzı, her maçtan sonra aynı açıklamaları yapan bir koçtan sonra, açık sözlülükle patavatsızlık arasında gidip gelen bir koça geçiş yaptı. Biraz tuhafımıza gitse de ilk kez Efes Pilsen'den ayrıldığında yaptığı açıklamaları unutmadık. O açıklamalarını Ergin Ataman Efes'e geleceği zaman hatırlatmıştım. Ama blogumu blogcu'dan buraya taşırken o yazıyı atlamışım. Ordan vereyim bağlantıyı.

Ergin Ataman'ın Sky Türk'teki açıklamalarından ucu en keskin olanları seçmişler

Ondan gazı alan Kaya da Allah ne verdiyse girmiş.

Zaman'ın ve Samanyolu'nun basketbol yazarı-programcısı Serkan Akcan aslında Ergin Ataman'ı Samanyoluhaber'de kendi programına çıkarmışlardı. Performansını beğenmemiştim. Gerekli soruları soramamıştı. Ama Sky Türk'te cesaret gelmiş galiba. Kendi programında soramadıklarını orda sormuşmuş..

Basketbolcu Kartları (Igor Rakocevic)

Bayılıyorum bu ABD'lilerin sporcu kartı biriktirme alışkanlıklarına. Çocuksu ve nostaljik geliyor. Bizde de eskiden (belki de hala) futbolcu kartları vardı. Gerçi bizler biriktirmek için değil kumar oynayıp diğerlerindekileri ütmek kullanırdık. Yani daha fazlasına sahip olmanın amacı aslında diğerlerinin elinde olanları almaktı.

Minnesota'da oynarken Rakocevic için çıkartılan bir kaç kart gördüm. Paylaşayım dedim. Bu arada ilk kartta Yugoslavya yazıyor. Demek o zamanlar hala Yugoslavya diye bir ülke varmış.

29 Haziran 2009 Pazartesi

Transfer Çılgınlığı

Ersan İlyasova, Jasikevicius gibi isimler, büyük paralar anılıyor. Hatta Rubio bile, bir delinin kuyuya taş atması ile Efes'e yakıştırıldı. Büyük transferler herkesi heyecanlandırır. Beni de heyecanlandırdı. Ama getirisinin ötesinde harcanan paralar beni korkutur. Büyük yatırımlar büyük başarılara mahkumdur. Gelmediğinde herkesi hayal kırıklığına uğratır. Yatırım sahipleri için ise fevri davranmaya neden olabilir.

O yüzden Ergin Ataman'ın Sky Türk'te salona ilişkin çalışmalar olduğuna dair açıklaması daha önemlidir. Transferler geçici salon kalıcı bir eserdir.

Efes Pilsen altyapısıyla efsane kadrosunu oluşturmuş bir takımdı. Şimdi bu büyük transferleri değil, bir önceki yazımda belirttiğim Dusan Cantekin, Melih Mahmutoğlu, Orhan Hacıyeva gibi basketbolcuları konuşmayı yeğlerdim.

26 Haziran 2009 Cuma

Dusan Cantekin

Yeni sezon başlayana kadar pek çok transfer haberi konuşulacak. Ama keşke şu çocuk takıma katılsa. Dusan Cantekin.. Asıl ismiyle Dusan Gavrilovic. Boyu için 2.22 ile 2.25 arasında muhtelif söylentiler var. 1992 doğumlu. Sırp. Yıllardır Türkiye'de. Efes Pilsen altyapı takımlarında. Enes Kanter'in Efes Pilsen'deki karşılığı...

Şimdi 17 yaşında. 17 yaşında olmak ligde bulunmaya engel mi? Kerem Tunçeri 17 yaşında Galatasaray ilk 5'indeydi. Eski Yugoslavya'dan dağılan ülkelerin çeşitli takımlarının kadrolarında böyle oyuncuları görüyoruz.

Dusan Cantekin'in artık Efes Pilsen formasıyla boy gösterme zamanı gelmiştir.

25 Haziran 2009 Perşembe

Efesliler - Ergin Ataman Buluşmasından İnciler

Engin Atsür, Cenk Akyol, Mustafa Abi ve Vujanic: Gidici.
Kasun, Shumpert ve Thornton: Kalıyor. (Zaten sözleşmeleri devam ediyor.)
Smith ve Kakiouzis: Şüpheli.
1 numara pozisyonu: Kerem Tunçeri ve Ender Arslan'dan oluşacak. İhtiyaç durumunda Rakocevic 1 numaraya kaydırılacak.
Ersan İlyasova: Keşke ama imkansız.
Terence Morris: Yorum yok. (Arkadaş sormuş. Hiç bir şey söylememiş.)
Hammonds (Hani sezon ortasında Daçka'dan gelip geri dönen oyun kurucu): Ah bi de şutu olsa!
Oğuz Savaş: Fikir olarak var. Ama ortada başka hiç bir şey yok.
Bomba transfer: Bekleyin. Yolda.. Hem de Rakocevic gibi ses getirecek cinsten. (Öyle olacağına dair bir emare yok ama umarım Morris bomba diye yutturulmaz. Maccabi'deki Morris değil çünkü.)

Efesliler - Ergin Ataman Buluşması

İş hayatının gözü çıksın. Şampiyon olduğumuz maçta salonda değildim. Şampiyonluk kutlamasına da katılamadım. Efesliler.org'da şu sıra sorun olduğu için arkadaşların teker teker izlenimlerini alamadım. Efesbasket çok az ayrıntı vermiş.

Ergin Ataman'ı, Aydın Örs ve Oktay Mahmuti'den farklı (üstün değil) kılan şeylerden biri taraftar organizasyonlarına dair söyleyecek sözü olmasıdır. Yurtdışındaki taraftar-takım organizasyonlarını yakından gördüğünden ve hoşuna gittiğinden yapılanlardan uzun uzun bahsetmişti daha önce. Bu yemek de aslında aylar önce onun beyin fırtınası şeklindeki önerilerinden biriydi. İtalya'da oyuncularla hem de maçlardan görüntüler eşliğinde şölen gibi yapılıyormuş.

Sağolsun bizi kırmadı. Haftasonu olsaydı ben de katılacaktım. Ama kısmet değilmiş. Darısı Final 4 kutlamasına.

Not: Şimdi bu organizasyonu da kulüp hazırlamıştır dimi. Yemek parası da kulübün cebinden çıkmıştır kesin:)

24 Haziran 2009 Çarşamba

Şampiyonlarla Röportaj

tbl.org.tr sol şeritten hızla gitmeye devam ediyor. Artık canlı skor vermenin dışında da çok güzel işler çıkarıyorlar.

Efes Pilsenli oyuncu ve çalıştırıcılarla güzel röportajlar yapmışlar. Burdan okuyabilirsiniz. Özellikle Ufuk Sarıca'nın bu seneki Efes Pilsen'i 90'lı yıllardaki -kendinin de dahil olduğu efsane kadrolarla karşılaştırması hoşuma gitti.

Bootsy Thornton Milli Takıma (mı?)

Malum. 70 milyonluk ülkemizde skorer gard-forvet pozisyonunda oynayacak basketbolcu çıkaramadık. Bol bol basket atan ABD'lilerden devşirme niyetimiz varmış. Solomon, Lofton, Langdon derken 4. aday Efes Pilsen'li Bootsy Thornton olmuş. Sezon boyunca inceden inceden performansını yükseltmişti. Finallerin de en değerli oyuncusu seçildi. Barça ve özellikle Siena performanslarını zaten biliyoruz.

Habere şurdan ulaşabilirsiniz. Başka herhangi bir kaynaktan duyum gelmedi. Asparagas olabilir ama ilginç geldiğinden paylaşmak istedim.

Bu arada yazıyı girerken farkettim ki 10 numara için düşünülen isimlerin hepsinin son iki harfi on. Alakasız bir ayrıntı olarak vermiş olayım.

23 Haziran 2009 Salı

Euroleague 2010 Takımları Belli Oldu.

Euroleague 2009-10 sezonundan mücadele edecek takımların büyük çoğunluğu belli oldu. Avrupa'nın kulüpler düzeyindeki en büyük organizasyonunda yer alacak 22 takım şöyle oluştu:
Kalan 2 takım ise aşağıdaki takımların oynayacakları ön eleme maçlarından sonra belli olacak.

Gruplar ise temmuzun 8'inde yapılacak kura çekimiyle belirlenecekmiş. Hem Efes Pilsen'e hem de Fenerbahçe Ülker'e şimdiden başarılar.

22 Haziran 2009 Pazartesi

Final Gecesinin Ceza(!)ları Açıklandı

Efes Pilsen oyuncusuna, teknik heyetine, taraftarına saldırmanın cezası açıklandı. 5 maç seyircisiz oynama ve 40.000 TL para cezası. Artık tüm camialara açık çek. Finalde istediğiniz olayı çıkarabilirsiniz. Cezası bir kaç önemsiz normal sezon maçında seyircinin olmaması. Zaten 300-400 kişiye oynadıkları maçlarda onlar da olmayıversin.

Murat Özaydınlı'ya da ceza vermişler. Ama ceza metninde de göreceğiniz üzere Federasyon'u biz getirdik. İstersek getirdiğimiz gibi indirmesini de biliriz mealindeki sözlerinde ceza vermeye gerek bir husus görmemişler. Yani zımmen kabul etmişler. Eywallah.

Açtığımız pankartta bu kadar haklı olduğumuzu inanın biz de bilmiyorduk.

Bu arada üstteki fotoğrafı bir yerlerden almıştım ama hangi blog olduğunu hatırlayamadım. Hatırlatan olursa yazayım hemen.

2009 Polonya Avrupa Basketbol Şampiyonası Kadrosu Açıklandı


EFES PİLSEN: Ender Arslan, Engin Atsür, Kerem Tunçeri, Sinan Güler, Kerem Gönlüm
FENERBAHÇE ÜLKER: Oğuz Savaş, Ömer Aşık, Semih Erden, Ömer Onan
GALATASARAY CAFE CROWN: Cemal Nalga, Evren Büker
ALİAĞA PETKİM: Fatih Solak
BEŞİKTAŞ COLA TURKA: Cevher Özer
DARÜŞŞAFAKA CT: Barış Hersek
TÜRK TELEKOM: Bekir Yarangüme
ORLANDO MAGIC: Hidayet Türkoğlu
REGAL BARCELONA: Ersan İlyasova
Tanjevic hangi kadroyu açıklarsa açıklasın tüm basketbol kamuoyunu memnun etmesi mümkün değildi. Buna amenna.. Ama yine de kadroyu okuyunca ilk söylediğim şey "Bi şeyler eksik ama ne?" oldu. Aslında yine bir Tanjevic klasiğiyle karşı karşıyayız. Hâli hazırdaki en iyi, en formda Türk basketbolcular yerine kafasındaki sisteme en fazla uyanlar kadroda.

Engin Atsür var ama sezonun asist kralı yok.
Cemal Nalga var ama Hüseyin Beşok yok.
Fatih Solak var ama Mehmet Okur yok.
Mirsad Türkcan zaten yok.
Ömer Onan ile Bekir Yarangüme, iyi geçirdikleri sezonun ödülü için mi burdalar yoksa gerçekten kadroda düşünülüyorlar mı göreceğiz.

Bu hamur daha çok su kaldırır.

Bu arada A milli takıma en fazla oyuncu veren Efes Pilsen'i bir kez daha kutluyorum.

20 Haziran 2009 Cumartesi

Rakocevic Efes Pilsen'de

Final serisi son maçında kulağımıza fısıldanmıştı. Cuma günü bomba patlayacak denilmişti. Ama Charlie Bell'de ters köşeye yatırıldığımızdan dolayı resmi sitede yayınlanmadan haberi girmek istemedim. Hayırlı olsun..

Efes Avrupa'nın sayı krallarını almayı sever. Drew Nicholas ve Jenkins sayı kralıydı. Biri Efes'e yar olmadı. (bkz: Horace Jenkins) Diğeri korkak tavukluk yapıp Efes'e ihanet etmişti. (bkz: Drew Nicholas)

Hem İspanya Ligi hem de Avrupa Ligi'nin son sayı kralı, Avrupa Ligi'nin en değerli 3. oyuncusu ve en iyi ilk 5'ine seçilmiş Igor Rakocevic Efes Pilsen'de. Yeni formalar için And1'ın kapısını aşındırıcaz yine.

19 Haziran 2009 Cuma

Linç Girişiminden Bir Görüntü

Fotoğraf Tozluparkeler'den.. Maç sonunu çok iyi özetliyor.

Rakibe saldırı var: Kaya'ya saldıran pigme.

Kendi oyuncuna saldırı var: Green'in sırtındaki su şişesi.

Hakeme müdahale var: Kennerman'ın arkasındaki sarı beyazlı eleman. (Düzeltme için Salsa'ya teşekkürler.)

Bir de polisler var. İkisi telefonda. İkisi ulan bu saatte burda ne işim var? Karnım da acıktı bakışı atıyorlar.
Salon güvenliği de var tabi. Efes Pilsenli oyuncularla saldırganlar arasında olacaklarına, Efes Pilsen'li oyuncularla Efes Pilsen'li taraftarlar arasındalar. Yani kendilerini güvenlik altına almışlar.

Maç sonunda Efes Pilsen'e yaşatılan rezilliğin ilk perdesi. Daha sonra Efesliler soyunma odasına kaçıyorlar. Soyunma odasında saldırı devam ediyor. Sahaya yüzlerce Fenerbahçeli giriyor.

Turgay Demirel İstifa

Ne Teknosa Türkiye Kupası'nı kazandığımzda ne de Beko Basketbol Ligi'ni kazandığımzda salondaydı. Şampiyon olunca salondan başı önde ayrıldı. Nasıl ayrılmayacaktı ki. Olayların bu hale gelmesine neden olan açıklamaları yapan yöneticileri haklarından mahrum edemeyen birisi salonda duramazdı.

Eğer Abdi İpekçi'de kan dökülmediyse bu sadece ve sadece Efes bençiyle soyunma odası arasındaki mesafenin kısalığındandır. Başka bir şeyden değil. Gerçi Efes Pilsen'in soyunma odası da basıldı insanlıktan nasibini almamış mahlukat tarafından.
Biz basit bir pankart açınca Efes Pilsen kulübüne uyarı cezası verilirken 5. maçın sonunda Milli takım koçunun küfür ederek maç hakemini arkadan itmesine, cezayı bıraktım uyarı bile gitmedi. Mirsad'a, Semih'e de dokunamadılar. Geçtim oynamama cezası bari uyarıyoruz denilseydi. Yeterli ve adil olmasa bile basit bir uyarı en azından yaptığınızı onaylamıyoruz anlamına gelirdi. Ama onayladılar. Hiç bir suç unsuru bulamadılar Semih'te, Mirsad'da ve Tanjevic'te. Tekrar hatırlayın. Normal sezon 2. maçından sonra Ergin Ataman yaptığı açıklamalarından dolayı -fiziki müdahale değil, darp değil, sadece ve sadece açıklamalarından ve benim kanaatime göre haklı olarak- uyarılmıştı.

Hürriyet'te açıklamaları yayınlandı. Yarım ağız bir yalanlama yayınlandı ama tatmin etmedi. Çeteler var dedi. Federasyon Başkanı gibi değil Fenerbahçe yöneticisi gibiydi. Madem böyle çeteler var. Sen ne duruyosun be adam. Eğer basketbola zararlı çeteler varsa, bu çetenin içinde kim olursa olsun, Efes Pilsen veya bir başkası, dahil olanlar için gerekli yaptırımları uygulasana. Suç öbeğini gördüğünü söyleyip sonra susuyorsun. madem suç var. Ortak oluyorsun.

Murat Özaydınlı "Biz getirdik. Kafamızı kızdırmayın indirmesini de biliriz." dediğinde ortalarda yoktu. Sesini bile çıkaramadı. Sen kimsin tek başına kendini Federasyon'dan üstün zannediyorsun diyemedi.

Turgay Demirel, temiz basketbol adına istifa etmelidir. Ya da onu göreve getirdiğini söyleyen ve buna karşı çıkılmadığı için inkar edemeyeceğimiz, Murat Özaydınlı ve Fenerbahçe Ülker yönetimi Turgay Demirel'i görevden almalıdır.

Fenerasyon derken bakış açısını dile getirmiştik. Çok iyi niyetliymişiz. Meğer aralarında bizim de bilmediğimiz, konduramadığımız organik bağlar varmış.

Efes Duble Yaptı

Efes Pilsen hem Teknosa Türkiye Kupası'nı hem de Beko Basketbol Ligi'ni şampiyon tamamlayarak, en azından yurtiçinde harika bir sezon geçirdi.

Ama Efes Pilsen bunu ilk defa yapmıyor. Daha önce 1994-95, 1995-96, 1996-97, 2001-02 sezonlarında da duble yapmıştı. Bununla birlikte toplamda 5. duble olmuş oldu. Efes Pilsen'den sonra Türkiye Kupası'nı en fazla kazanmış olan takımın (Ülkerspor'un) toplam kupa sayısının 5 olduğunu düşündüğümüzde elde edilen başarının büyüklüğü daha iyi anlaşılıyor.

Tabi duble yapmak Efes Pilsen'e mahsus değil. Daha önce 3 sezonda 2 takım tarafından daha duble yapılmış. İlk duble İTÜ'den.. 1970-71 sezonunda hem Türkiye Kupası'nda hem de ligde şampiyon olmuş. Diğer takım ise Tofaş... Tofaş'ın zirvede olduğu 2000'lerin sonlarında ligde fırtına gibi estikleri gibi Türkiye Kupası'nı da kimseye bırakmamışlar. 1998-99 ve 1999-00 sezonlarında duble yapmışlar.

Efes Pilsen 5. dublesiyle, Türk basketbolunun en başarılı kulübü olma unvanında rakipleriyle olan farkı daha da açmış oldu.
İki kupanın yanyana nasıl durduğunu merak edenler için buyrun:

18 Haziran 2009 Perşembe

Torino, Aris, Fenerbahçe Ülker ve Ceza

5. maçta olan olaylardan sonra verilen cezalar ceza beklentisini oldukça düşürdü. Yine de tarihi bir veri vereyim. 1993'te Torino'daki Aris maçında da bu maçta olduğu gibi linç girişimi olmuştu. Ama Aris maçında saldıranların sayısı daha fazlaydı. Efesli oyuncular soyunma odasına kaçtıktan sonra Fenerbahçeliler tüm sahayı kısa süreliğine ele geçirdiklerindeki kadar Arisli Efesliler'e saldırmıştı. O olay üzerine verilen ceza Avrupa Kupaları'ndan 2 yıl mendi. Daha sonra ceza 1 yıla indirilmişti.

Türkiye Basketbol Federasyonu'dan Fenerbahçe ile ilgili adil bir ceza beklemiyorum. Verilecek cezaların adil olması için Fiba ile kıyas etmek gerekir. Biz ancak 5.maçta çıkan olaylara verilen cezalarla kıyas edebileceğiz. Dolayısıyla Türk sporu ve basketbol adına hayal kırıklığı yaşamamak için beklentileri düşük tutmak lazım.

Aris - Fener Elele Hep Beraber Tribüne: 2. Torino Faciası

16 mart 1993'te Torino'da Kulüpler Kupası finalinin bitimiyle Yunanlar Efes Pilsenliler'e saldırmışlardı. Aradan 16 yıldan fazla geçti. Efes Pilsen düşmanlığı değişmedi. 17 Haziran 2009 tarihinde yaşananlar hiç bir zaman unutulmayacak. Efes Pilsen şerefli mücadelesine devam ediyor. Düşmanların adı, milliyeti değişmiş; zihniyet baki kalmış.

1993'te sahada olanlardan Ufuk Sarıca kenardaydı. O zaman da Yunanlara karşı iyi direnmişti. Eline ne geçtiyse kendini korumak için fırlatmıştı. Sandalye attığını hatırlıyorum. Fenerlilere de aynı şekilde direndi. Kaya'ya ve Ergin Ataman'a saldıran göbekli kırmızı tişörtlü evrimini tamamlayamamış yaratığın kafasında patlattı su şişesini. Saldırı görüntülerini yavaş çekimde izlerken farkedince tarih tekerrür etti demekten kendimi alamadım.
İpekçi'de şampiyonluk iyi oldu. Yeni hedef Ataşehir'de şampiyonluk..

17 Haziran 2009 Çarşamba

Efes Pilsen Seve Seve Şampiyon

Yüzlerce şerefsizin aynı ortamda toplanması çok karşılaşılan bir durum değildir. Ama azmedince bir araya gelebiliyormuş. Rakip oyunculara, teknik yönetime, yöneticilere, bir avuç Efesliler'e saldıranların bila istisna hepsi için şeref sadece eski bir futbolcu ismidir. Hepiniz orospu çocuğusunuz diye bağırıyorlardı Efeslilere. Takımlarını desteklemeye gelen Efesliler ve Efes kulübüne dahil olmak mıdır orospu çocukluğu; yoksa Türk polisine saldırmak, Ergin Ataman'ın kızlarını korku dolu gözlerle şaşkın şaşkın etrafına baktırmak, takımını desteklemeye gelenleri ve sporcuları linç etmeye çalışmak mıdır orospu çocukluğu? Ben soruyorum. Cevap da vermiyorum. Fenerbahçe Ülker organizasyonunun; rakip taraftarı ve oyuncuları hedef gösteren Nedim Karabaş ve arkadaşlarının; önceki maçta çıkan olaylardan tırsan ve ceza veremeyen -var olup olmadığı belli olmayan- TBF'nin Türk basketboluna armağanıdır maç sonu görüntüleri.

13 oldu. 2 avans 4'te biter. Bunu sadece Efes yapabilir.

33 yılda 13 şampiyonluk... Ligin efendisi kimmiş herkes bir kez daha anladı. İtaat edin kurtulun!

Açıklamaya Bak Hizaya Gel

"Benim taraftarlarımızdan beklentim: Efes Pilsen taraftarları ne yaparsa yapsın bizim taraftarımızın onlara cevap vermemeleri."
Nedim KARAKAŞ

Vay vay vay... Biz neymişiz de haberimiz yokmuş. Yakarız ulan bu gezegeni:)

Küfür yiyen biz. Tehdit edilen biz. Kafasına su şisesi (dolu olarak) yiyen biz. Ama uyarılması gereken de biz.

Çene ishali diyorum. Başka da bir şey demiyorum.

6. Maçın Hakemleri Belli Olmuş

Seri hakemleri öğütüyordu. Ama maçlara verecek üst düzey hakem kalmayınca eskilere dönmüşler. Recep Ankaralı, Engin Kennerman ve Murat Biricik 6. maçı yönetecek.

Recep Ankaralı 4. maçta çok fazla ve her temasa faul çalarak oyunu akışını, zevkini bozmuştu. Bu maç için emniyet sübabı vazifesi görmesi isteniyordur belki. Efes Pilsen'in hakemlerden şikayetçi olduğu maçlardan 2 hakem, (Engin Kennerman'a 2. maçta ben de çok sinirlenmiştim. Ama maçı efes hakemlerden değil koçundan dolayı kaybetti.) Fenerbahçe Ülker'in şikayetçi olduğu maçlardan ise 1 hakem alınmış. Hadi komplo teorisine..
Kaynak: Şimdilik Turkbasket

16 Haziran 2009 Salı

5. Maçın Cezaları Belli Oldu

Disiplin Kurulu toplanmış. 6. maçtaki olaylarla ilgili kararını açıklamış.

Cezalar şöyle:

Para cezası: 22.500 (Sorun değil. Efeslilerin 110 TL'lik maç biletlerinden zaten karşılanacak.)

Rasim Başak: 6 maç müsabakalardan men

Peki ötesi:

Hakemlere küfür eden Mirsad Türkcan: Yanaklarından iki öpücük.

Hakeme hakaret edip arkasından iten Bogdan Tanjevic : Babacan bir tavırla sırt sıvazlama (Ne de olsa milli takım koçu)

(4. maçta) Hakem odasının önünde bekleyip hakemlere bağırıp çağıran, (5. maçta) koridorda Ergin Ataman'a hakaret eden Aziz Yıldırım: İçten tebessüm

"Bu federasyonu biz nasıl getirdiysek, aynen indirmesini ve göndermesini de biliriz.. İnsanın sabrını zorlamasınlar." diyen Murat Özaydınlı'ya ceza mı? Güldürmeyin adamı. Federasyon hakkında konuştuğu için ceza almak Ergin Ataman'a mahsustur. Sadece Ergin Ataman federasyonu rencide edebilir.

Çene ishaline tutulan Nedim Karakaş, Remzi Dilli ve Mahmut Uslu ile ilgili ceza Murat Özaydın'la eş değerdedir.
Yani ihale zavallı Rasim Başak'a kaldı..

15 Haziran 2009 Pazartesi

Efes Tarafı 110 lira

6. maç, Efes Pilsen tarafı tam 110 lira. O da gişeden satılacakmış. Türkiye'de ABD milli takımı ile oynanan maçlarda saha içi biletleri yanılmıyorsam bu kadardı. Resmi maçlar açısından düşünürsek Türkiye basketbol tarihinin en pahalı basketbol maçı bileti. Anlaşılan kılıçlar çekilmiş.

Bir Kurala Bakış: Sportmenlik Dışı Faul

FİBA Oyun Kuralları 2008 - FİBA Yorumları:

Madde 36: "Topun dışarıdan oyuna sokulması sırasında, top, hakemin ellerindeyken veya topu oyuna sokacak oyuncunun ellerinden çıkarken, sahadaki bir oyuncuyla, topu oyuna sokan takımın sahadaki bir oyuncusu arasında bir temas oluşursa, bir faul çalınacak ve bu sportmenlik dışı faul olarak değerlendirilecektir."

Ben TBF'nin sitesinden indirebiliyorum. Ya takımlarımız?

14 Haziran 2009 Pazar

İlk Kez Kazananı Bildim. Seri 3-2


Önceki 4 maçın tamamının tahmininde yanılmıştım. Bu maç için favorim Efes olsa da tahminde bulunmaya çekiniyordum açıkçası. Tersi çıkmasın uğuru yaptım kendimce.

Maç hakkında daha konuşuruz. Öncelikle FB Ülker'e kendi evinde oynadığı 2 maçı kaybettikten sonra durumu 3-2'ye getirecek Türkiye'de başka hiç bir takım yok. Bunu sadece Efes Pilsen başarabilirdi. Takımımla gurur duyuyorum.

Ergin Ataman'ı beğenirim. PTT'de, Pınar Karşıyaka'da, Örs'ün gönderilmesinden sonra Efes'te, Siena'daki performansına büyük saygı duyuyorum. Ancak bu final serisinde yanlış oyuncu seçimleriyle beni bezdirdi. Ama daha da önemlisi ağız ishaline düşmüş gibi gereğinden fazla saldırgan açıklamaları beni bile rahatsız etti. Yaptığı iş kadar maç sonralarındaki halleriyle de saygıyı haketmeli.

Fenerbahçe Ülker 3-2 geride ama kaybettiği maçlardaki oyun karakteri ile seriyi buraya geldikten sonra bile çevirebilecek bir potansiyele sahip olduğunu gösterdi. Efes Pilsen'li oyuncular şampiyon olduk artık havasına girerlerse ne olduğunu bile anlayamazlar.

Son bir laf da Rasim Başak'a... Normal sezon ikinci maçından beri onun salonda olduğu maçlardan hiç hazzetmiyorum. Artık hakettiğini almalı. Ama kulübün başkanı devre arasında hakemlerin odasını basıyorsa oyuncusu ne yapmaz...

Doğmamış Çocuğa Mektup


Ajansspor 5. maçı çoktan oynatmış bile. Belki uyanırlar da kaybolur diye görüntüsü yukarda. Haber de burda

13 Haziran 2009 Cumartesi

Efes Pilsen ve Dış Atışlar

İlk maçın bitiminde, yaşadığım hayal kırıklığından sonra ilk söylediğim şey dış şut sokabildiğimiz takdirde maç kazanabilecek olduğumuzdu. 24'te 4 üçlük vardı ilk maçta. Yani kaçan 20 üç sayılık atış.. İkinci maçta da sadece 4 tane üçlük sokabilmişti Efes. (İkinci maçın kaybedilmesinde maç yazısında da belirttiğim başka nedenler olsa da çok önemli bir faktördü)

Bu iki maçtan sonra Efes Pilsenli oyuncular dış şut sokmaya başladı. Açıkçası öyle alışmıştım ki atamamalarına ben de şaşırıyordum şutlar girdikçe.

3. maçta Efes 7 tane üçlük soktu. Yani 3. maçta ilk iki maçtan 3 fazla. Zaten ilk 2 maçı 2, 3 sayı farkla kazandığını düşününce, 7 farkla kazanılan maçtaki bu fazladan 9 sayının değeri daha iyi anlaşılır.

4. maçta Efes'in atttığı üçlük sayısı 9 oldu. Hem de pek çoğu maçı ikinci bölümünde ve FB Ülker'in Efes'i yakalamasına ramak kaldığı dönemlerde geldi. Fark da 9'a çıktı.

Bakalım 5. maçta Efes Pilsen'in dış şut performansı nasıl olacak?

11 Haziran 2009 Perşembe

Yine Yanıldım: 2-2

Seride 4 maç oynandı. 4. kez kazanan takımı bilemedim.

Efes'in maça çıkışındaki rahatlık açıkçası beni rahatsız etti. Salonda çok maç izledim. Ortalama bir normal sezon maçına çıkar gibiydiler. Maç da genelde öyle geçti.. Efes normal sezon maçlarında dönem dönem zorlanır. Ama bilirim ki biraz kendini sıktığında kazanır. İlk 3 maçın aksine maç böyle geçti. Efes rahat kazandı. Fenerbahçe Ülker çok savruktu. Yine de nerdeyse tüm maç boyunca, bir kaç üçlükle geri dönebilecekmiş gibiydi.

Maçın en gözüme batan isimleri hakemlerdi. Ankaralı belli ki sertliğe izin vermeyeceğiz demiş. Çok fazla maçın içine girdiler. Oyunun üstüne çıktılar. Her müdahale faul.. Oyunun devamlılığı zedelendi. Kaliteli olmasa da zevkli olacak maçı duraklata duraklata oynattılar. Ama maçı hakemler mi alıp verdi? Bence alakası yok. Ergin Ataman'ın sızlanması da Mahmut Uslu'nun tehditleri de bence ayıp örtmek içindi. Hata yapan hakeme sarıldı.

Maçtan sonra olaylar oldu. Efesliler'e saldırdılar. Arkadaşları aradım. Kız arkadaşlardan birine cisim gelmiş. Futbol taraftarı bu malesef... 2. maçta Efesliler'e destek veren Derbentliler de FB Ülkerli oyunculara atmışlardı. Ama araya girdik. Çok fazla şey atılmasını engellemeye çalıştık. Başarılı da olduk. 4. maçtaki gibi işlerin çığrından çıkmasını engelledik. Bunlar çok fazla insanı basketbol sahalarından soğutan şeyler... Şimdi merak ettiğim şey şu: Fenerasyon pankartından dolayı Efes Pilsen'e uyarı verildi. Bu olayların cezası ne olacak?

Sıra geldi 5. maça.. Tahmin yapmaya korkuyorum. İstanbul'da olmayı da çok istiyorum...

9 Haziran 2009 Salı

Geri Dönüş: 2-1

En son canlı bir FB Ülker galibiyetini Mirsad'ın Haislip'ten dayak yediği maçta izlemiştim. Zaten o maçtan sonra Efes sadece 2 kez kazanabildi. İlkinde askerdeydim. İkincisinde ise İzmir'de değildim. Bu maçı da izleyemedim. Gaziantep'te otel odasında galibiyete tanık oldum.

Final serisinin ikinci maçın son 10 saniyesinde maçı ne kadar Efes'in kazanacağını düşünüyosam, 3. maçın büyük kısmında da FB Ülker'in kazanacağını düşünüyordum. İki maçta da yanıldım.. Benimle birlikte yanılan çok kişi de vardır heralde.

Efes geriden geldi. Ama göstere göstere değil. Uyuta uyuta geldi.. Fenerbahçe Ülker'li basketbolcuları uyuttu. Taraftarlarını da uyuttu. (FB taraftarını eleştirmek bana düşmez ama Ayhan Şahenk'teki 600 kişi daha etkili ve bilgiliydi.) Açıkçası beni de uyuttu. Hem de kelimeni iki anlamıyla da... Ne olduğunu anlamadan farkın son 2 dakikada 5 olduğunu görünce ayıldım. Ama nasıl uyumayayım. Maçın ilk 8 dakikasında 10 tane hücum ribaundu verilmiş. Maçın son dakikalarında fark var. Herkes içten içe 3-0'ı kutluyor.

Maçı genel olarak değerlendirecek değilim. Bir kaç hususa değinmem lazım. Ergin Ataman FB Ülker gibi çok önemli uzunları olan bir takıma karşı 4 kısa hatta nerdeyse 5 kısayla oynamasını anlamıyorum. Maçın normal süresindeki son atışta Efes 5 kısayla, FB Ülker 2 uzunla sahadaydı. Solomon nerdeyse, nasılsa biri hücum ribaundunu alır diye attı şutu. 2. maçta da bunun yüzünden çok top kaybetmiştik rakibe. Nereye kadar böyle gidecek bilmiyorum. Maçın son hücumunda Semih'in hücum ribaundu alıp sayı bulmasının müsebbibi Ergin Ataman'dır.

Dış şut atabilseydik kazanırdık demiştim ilk maçtan sonra. İkinci maçta atamadık. Üçüncümaçın ilk yarısında da atamadık. Ama sonraki 25 dakikada dış şut soktular. Maça ortak oldular. Dış şut sokmak zorundalardı. Çünkü FB Ülker pota altını rahatlıkla karartıyor. Sete sette Efes çok zorlanıyordu. FB Ülker ise dış şut sokmakta pek maharetli. Özellikle Mirsad'ı -ki sevmem kendisini- çok takdir ediyorum. Adam sürekli oyununun üstüne koyuyor.

Fenerbahçe Ülker normal sezonda da pek çok maçta üçlükten çok ikilik atış yapmıştı. Ve bu durum benim basketbol anlayışımda bir takımiçin olumlu birözellik değildi. Bu maçta da öyle oldu. Tam 14 tane üçlük soktular. Ve kimi Efes'in gardını düşüren basketlerdi. Ama 21 tane de kaçırdı. Ama sadece 29 tane ikilik atış kullandılar. Maçı bir an önce koparmak için atılan erken atışlar Efes'in işine yaradı. Yaramayabilirdi de.. Çünkü Fenerbahçe Ülker'de o 35 üçlüğün 25'ini sokabilecek potansiyel var.

Thornton ve Shumpert çok büyük iş yaptı. İllaki Smith'in maçı kurtarması gerekmediğini anladık. Sinan Güler için söylenecek çok şey var. Konuşmak gerekli. Kimi zaman istatistik kağıdına yansımasa da verdiği katkı maçın kaderini değiştirecek cinsten.

Bir de Kerem Tunçeri dikkatimi çekti. Ergin Ataman maçın sonlarını Ender ile oynayınca sanki maça küstü. Herkes heyecan içindeyken o kenarda oturmuş, lanetolsun der gibi bakınıyordu.

Efesliler yine maçtaydı. 12bin kişininiçinde 300 kişi de olsa burdayız diyebilme yürekliliğini gösterdiler. Efes Pilsen'in bizlere en az 1 borcu vardı. Borcumuzu tahsil ettik. Bu maçın kazanılması Efes Pilsen'in rüzgarı arkasına aldığı manasına gelmiyor. Sadece 2. maç telafi edildi.

8 Haziran 2009 Pazartesi

İkinci Maç ve Tekrar Hayal Kırıklığı

Salonda ağlayanları en son 1998'de Asvel'e kaybedilen çeyrek final maçında görmüştüm. Aradan 11 yıl geçmiş. Maç bitimiyle ağlayanlar vardı. Ben de çok büyük hayal kırıklığı içerisindeydim. Kazanılması gereken ve kazanabilecek maçı saçma sapan hatalarla kaybettik. Sonuçta olmayacak şeyler oldu. Kaybedilmeyecek bir maç FBÜ'ye hediye edildi.

Takımın maçtan önce morali yüksekmiş. Birkaç saat önce Etiler'de birlikte yemek yemişler.

İlk maçta Efesliler'e küfür eden Emir Preldzic'i Ömer Onan yanımıza getirecekti. Özür dileyecekti. Ömer söyledi ama o gelmedi. Bunun üzerine Slovence Korkak Köpek Emir Preldzic yazısı yazıldı. Emir sanırım gördü. Sonra polis geldi. Ne olduğunu anlamadığı kartonu götürdü.

Maça Derbentliler grubu da gelmiş. içlerinde her takımın taraftarı var. Efesliler grubu ile alakaları yoktu. Maçı izleyemeyen Efesliler de başka taraflara kaçtı. Ben futbol taraftarına karşı değilim. Sonuçta onların tribün kültürü var. Efesliler'in ise Türkiye'de bilinen anlamda tribün kültürü yok.. Çok coşkulu destek verdiler. Ama zaman zaman Green'e ırkçı tezahüratlar yaptılar. Efesliler kızların da yoğun olduğu bir grup. Kız arkadaşlarımıza rahatsızlık verdiler. Maç sonunda sahaya şişeler attılar. Koltukları kırdılar.. Futbol taraftarı ile maç izlemek iki ucu keskin değnek. Onlar, bizler ve maç izlemeye gelmiş diğer Efes sempatizanları ile gerçekten iyi bir destek verdik ama hoş olmayan hadiseler de oldu malesef.

3. maçta salonda olamıycam. Efes Pilsen için durum vahim. Olur da büyük bir mucize gerçekleştirilir, Efes önümüzdeki 4 maçın 3'ünü kazanır, seri 7. maça kalırsa o zaman tekrar salonda olabilicem.

5 Haziran 2009 Cuma

İlk Raund FB Ülker'in...

Maçın bitimiyle moral bozukluğu yaşadım. Bu kesin.. Ama aklımda da şu vardı. Demekki dış şut sokabilirsek kazanabiliriz.

Ben Efesli oyuncuların mücadelesinden memnunum. Genelde futbolda, sporcuların yeterince mücadele etmediğinden yakınan taraftarlar tarafından söylenir. Mücadele etsinler formalarını ıslatsınlar kaybetseler de olur. Ama mücadele edip kaybettiklerinde o söylenen destek verilmez. Ben bunu söylüyorum. Efes kaybetti. Ama oyuncular mücadele etti. Çırpındı.. Sadece Predzic'in bir turnikesinde boşvermişlik gördüm o kadar..

Ergin Ataman ve efesliler.org'daki arkadaşlar hakemden şikayetçiydi. Hakemin zaman zaman hatalı kararlar verdiğini, faul çalma konusunda istikrarlı olmadıklarını düşünüyorum. Ama bu maçı Efes Pilsen'in kaybetmesinin nedeni kesinlikle bunlar değil. 60 sayı atarak zaten FB Ülker'i yenemezsin.

Ümitsiz değilim. Efes Pilsen normal sezonda 86,4 ile atarken bu maçta 60'da kaldı. Bu aradaki farkın bir bölümü FB Ülker'in savunma gayretinden kaynaklandı. Ama asıl faktör Efes Pilsen'in dışardan sayı bulamayıp içeri zorlamalarla (yani FB Ülker'in en etkili olduğu pota altında) sayı bulmak zorunda olmasıydı.

Her şeyin aynı olacağı var sayımıyla söylüyorum. 2. maçın ve serinin kilit noktası dış atışlar olacak.

Not: Fenerbahçeli arkadaşlarımın Efesli olarak tek muhatabı benim sanırım. Dünden beri gelen taciz ve alay mesajlarından bıktım:)

3 Haziran 2009 Çarşamba

Final Öncesi Promosyonları

Öncelikle tekrar söyleyeyim ki Efes Pilsen - Fenerbahçe Ülker serisinin her maçı benim nazarımda 45 lira vermeye değer. Ama bu fiyat değişimini final öncesinde yapmak etik değil. Bunun yanına mim koyup geçiyorum.

Efes'in bu anti-promosyonuna Fenerbahçe Ülker promosyonla cevap vermiş. Ayhan Şahenk'teki 2 maçtan herhangi birine gelen bir kişi Abdi İpekçi'deki iki maça da bedeva bilet kazanacakmış. Ayrıca atkı, şapka vs. Ayhan Şahenk'e 600 Fenerbahçe taraftarının geldiğini düşünelim. Her bir bilet 3. ve 4 maçlar için bedava bilet anlamına gelecek. Yani her bir maç için 1200 olmak üzere toplam 2400 adet bedava bilet... Bu bilet alımı toplu olmayacak mı? Nedim Karakaş toplu bilet alımına karşı çıkmamış mıydı?

2 Haziran 2009 Salı

Kerem Tunçeri - Damir Mrsic

Bu ara seriyle ilgili gerginlik fazla.. Durun bakalım. Önce seri başlasın sonra geriliriz:)
Çok kritik bi eşleşme değil ama..

Geçen günlerden:
Eski günlerden:

Bilet Fiyatları € $

Efes Pilsen, belki de Türk basketbol tarihinin en pahalı Türkiye Ligi biletini satıyor. Bilet fiyatı 45 TL

Konunun özünü boşvererek söylemeliyim ki Efes Pilsen ve hatta Fenerbahçe Ülker'in yaptıkları yatırım ve oynadıkları basketbola bakarak bu fiyatı aslında hakediyorlar. Yurolig seviyesindeki basketbolları ve yaşattıkları heyecanın karşılığı 5 lira değil. Ama bunu verecek - verebilecek benim gibi basketbol tutkunlarının sayısı çok fazla değil. Meselenin özüyle alakalı olmayan ve sadece teorik olarak bir şey ifade eden görüşüm bu.

Meselenin özünün ne olduğunu, Efes Pilsen yönetiminin bunu neden yaptığını biliyoruz. Bilet fiyatları yüksek olsun; maça gelecek Fenerbahçe taraftarı az olsun; takımın taraftar avantajı olmasa da dezavantajı da olmasın.. Ben Ayhan Şahenk'te dolu Fenerbahçe tribünlerinin önünde takımımın oynamasını istemezdim. Zaten Efes Pilsen'in Ayhan Şahenk'te oynuyor olmasının amacı da bu.

Bir de şöyle düşünmek lazım. Efes Pilsen yerine GSCC finale çıksaydı, biletler bu kadar pahalı olmayacaktı ama Ayhan Şahenk'e hiç bir Fenerbahçe taraftarı giremeyecekti.

1 Haziran 2009 Pazartesi

Efes Pilsen Fenerbahçe Ülker Final Programı Açıklandı


Basket Dergisi final programını açıkladı. Henüz federasyonun, ligin ve kulüplerin sitesinde bir hareketlilik yok. Herkesten önce davrandı. Yanlış çıkma ihtimali de var. Sazanlık yapmış olabilirim. Ama GSCC maçından sonra, FBÜ'nün ertesi gün kazanması durumunda oluşacağı duyumunu aldığımız programa uyuyor. Dolayısıyla doğru olduğunu kabul ediyorum.

04/06/09 Perşembe Darüşşafaka Ayhan Şahenk 20:00 Efes Pilsen - Fenerbahçe Ülker
06/06/09 Cumartesi Darüşşafaka Ayhan Şahenk 20:00 Efes Pilsen - Fenerbahçe Ülker
09/06/09 Salı Abdi İpekçi 20:00 Fenerbahçe Ülker - Efes Pilsen
11/06/09 Perşembe Abdi İpekçi 20:00 Fenerbahçe Ülker - Efes Pilsen
14/06/09 Pazar Darüşşafaka Ayhan Şahenk 20:00 Efes Pilsen - Fenerbahçe Ülker
17/06/09 Çarşamba Abdi İpekçi 20:00 Fenerbahçe Ülker - Efes Pilsen
20/06/09 Cumartesi Darüşşafaka Ayhan Şahenk 20:00 Efes Pilsen - Fenerbahçe Ülker

Bu hesapla ve serinin tüm maçlarının oynanacağı varsayımıyla 2, 4, 5 ve 7. maçlarda salonda olucam. Bana bayaa tuzluya mal olacak ama napalım...

Ekleme: Basketdergisi'ni tebrik ediyorum. TBL'nin resmi sitesinden bile önce verdiler haberi. Program doğru. Şimdi ucuz uçak bileti bulmaya kaldı iş:)

Ayrıca maçların Sky Türk'ten de verilmesine çok sevindim. Spormax yüzünden internet köşelerinde justin'lerde maç izlemek zorunda kalmaktan bunalmıştım.

Efes Pilsen - Fenerbahçe (Ülker) Eşleşmeleri


Final serisinin başlamasına 3 gün kaldı. Seriye tarih fareliğiyle başlayalım.

Önce ilginç bir bilgi vereyim. Fenerbahçe, Efes Pilsen'in en fazla karşılaştığı rakip. Efes Pilsen ile Fenerbahçe şimdiye kadar 96 kez karşılaşmış. Bu karşılaşmalarda Efes Pilsen'in 63-33 üstünlüğü var.

Fenerbahçeliler'in çok sevindiği bir durum herkesin malumu. Efes Pilsen'in önünde 10-0'lık bir serisi oldu Fenerbahçe'nin. Bunu yapan başka bir takım da yok. O açıdan tebrik ederim. Tabi bu durumda hemen Efes Pilsen'in Fenerbahçe önündeki galibiyet serilerinden bahsetmek istiyorum:

Göze çarpan ilk seri 25 Nisan 1992 ile 24 Nisan 1994 arasındaki 11 maçlık ilk galibiyet serisi...

İkincisi de Efes Pilsen'in 24 Ocak 2003 ile 10 Nisan 2004 tarihleri arasındaki 14 maçlık galibiyet serisi... Bence asıl hedef bu olmalıydı ama başaramadılar. Bu serinin hemen sonrasındaki 12 maçlık kısımda Efes'in 2 mağlubiyeti var. Sonrasında Fenerbahçe'nin 10 maçlık serisi başlıyor. Bir başka anlatımla, Fenerbahçe Ülker'in 10 maçlık serisinden önce Efes Pilsen 24-2'lik bir üstünlüğü var.

Gelelim play off'lara.. Efes Pilsen ile Fenerbahçe (Ülker) arasında 28 play off mücadelesi olmuş. Play offlarda da Efes 17-11 önde. Eşleşmelerde de 7-3 Efes üstünlüğü var.
Efes Pilsen - Fenerbahçe (Ülker) eşleşmelerinin tarihçe-i hayatı böyle..