18 Temmuz 2010 Pazar

Final Four 2010: Barcelona

Bu seneki Final 4'un Torino'da düzenleneceği geçen senenişn kura çekiminden önce açıklanmıştı. Efes Pilsen'in ve Türk takım sporlarının Avrupa kupalarında göreceği ilk finalin olduğu şehirde final 4 olması fikri hoşuma gitti. SOnra organizasyonun Torino'dan alınacağı, İstanbul'un da aday şehir olacağı ihtimali yazıldı çizildi. Açıkçası bunu istemedim. Çünkü çalışma hayatına atılıp ekonomik özgürlüğümü kazandığım 2005'den bu yana Efes Pilsen'in final 4'u için Avrupa'ya gitmeyi hayal ediyorum. Final 4 oynayıp yurt dışına çıkmasaydım hayal kırıklığına uğrardım. Şimdi hedef Barcelona.. Belki tarih denk gelir de Nou Camp'da maç bile izleyebilirim.

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Efes Pilsen'in Yeni Transferleri


Efes Pilsen'in yeni sezon öncesi transfer çalışmalarından, takıma katılan isimlerden memnun olmayanlar var. Bunun asıl nedeni, insanların Efes Pilsen'in geleneğine aykırı bir şekilde dikkat çekici transfer yapılmamasını görmeleri. Ama bu tamamen bir yanılmsama. Bu yanılsamayı oluşturan şey de Ergin Ataman'lı dönemdeki pahalı ve Avrupa'da ses getiren transferler gözleri o kadar büyüdü ki yanlış anlamalara neden oldu. Ergin Ataman pahalı transferleri iddialı kadroları ve büyükj hedefler koymayı sever. Efes Pilsen'e tekrar geldiği ilk sezon transfer ettiği Mario Kasun, Kakiouzis, ve Vujanic Avrupa'nın en üst seviye oyuncularındandı. İkinci sezon çıta daha da yükseldi. Rakocevic, Nachbar hatta Santiago yine Avrupa piyasasında son derece dikkat çekici transferlerdi. Peki böyle önemli transferler Efes Pilsen tarihinin genel karakteri mi? Hayır.. Burda bahsettiğim son 2 sezonu unutun. Geçmiş Efes Pilsen transferlerinde ne zaman bu sezondan çok farklı kalibrede oyuncular geldi ki takıma. Efes Pilsen her zaman iyi yerli oyuncular ve orta-orta üstü yabancılardan kurulmuştu. Efes Pilsen'in bu sezonki transferlerine bütçe azaltılması, hedef küçültülmesi gibi yaklaşmak bence doğru değil. Efes Pilsen 2 senedir harcadığı aşırı paralardan vazgeçti. Klasik transfer bütçesine döndü o kadar. Yani çeyrek finallere abone olduğu, hatta çeyrek finalin başarısızlık kabul edildiği dönemdeki seviyeye...