Maccabi - Union Olimpija maçı sayılmaz. Benim nazarımda Euroleague yeni başladı. Özlemişim.
Yurt içinde mücadele ne olursa olsun Türkiye'den bir takım Avrupa kulübüyle maç yaptığında rakibi destekleyemiyorum. Daha o kadar giremedik Avrupa Birliği'ne... Maç sırasında rakibin basketinin bana sevinç vermesi nasıl bir histir bilmem. Ama maç biter. Yurt içindeki rakibimiz ve taraftarıyla dalga geçerim o ayrı. Bu da işin tadı zaten...
Fenerbahçe Ülker'in ilk yarıdaki oyunu beni çileden çıkarmaya yetti. Koca yarıda 21 sayı... 29 tane şut atmışlar sadece 6 tanesi girmiş. Kalanlar %50 ile atılan serbest atışlardan. Ratinglere yani oyuncuların verimliliklerine baktım. FB Ülker'in ratingi 4. Oyuncuların ortalama ratingi değil. Tüm oyuncuların verimlilik puanlarını üst üste koyunca çıkan sonuç 4. İkinci yarının sonucuna evde baktım. Değişen bir şey olmamış. FB Ülker fark yemiş.
Oyunun teknik kısmını değerlendirecek değilim. Sadece geçen seneye göre Green ve Smith'in yerine Greer ve Kinsey gelmişken, bir de Gricek kadroda iken FB Ülker geriye gidiyor. Bu bende şimdilik sadece şaşkınlık yaratıyor. Mirsad'ın yokluğu pota altında ribaund mücadelesi diye bir şey bırakmamış.
Bir de tribünlere değinmek gerekiyor. Çok açık söyleyeyim. Şu an Beko Basketbol Ligi'ndeki diğer 15 takımdan hangisi Regal Barcelona ile maç yapsa salonda daha fazla taraftar olurdu. Görevlileri falan da sayarsak 1000 kişi vardı sanırım. Nedenini tam kestiremiyorum. Artık insanlara cazip gelen daha fazla şey var galiba. Biz lisedeyken yeterki Avrupa maçı olsun Efes, Ülker, Fenerbahçe diye ayırt etmez giderdik. İnsanlar artık evlerinde internet ya da play station başından kalkamıyor.
Fark yiyen sadece Fenerbahçe Ülker değil. İlk maçlarda çok farklı sonuçlar oluşmuş. Bu durum güçlüyle güçsüzün arasındaki uçurumun arttığının işareti. İlk haftanın şimdiye kadar oynanan 7 maçında galip gelen takımların attığı farkın ortalaması 19,4. Gecenin tek çekişmeli maçı olan CSKA - Moroussi müsabakasını çıkarsan durum daha da feci.
Gecenin tek sürpriz sonucu vardı. O da ne olduğunu bilmediğim, kapalı kutu Ewe Basket'in, Euroleague'in başarısız gediklisi Prokom'u deplasmanda yenmesi oldu. Sevindim aslında. Prokom'a 2007'den gelen bir kıl olmuşluğum var. Sürekli içerde dışarda yendiğimiz takımın Top 16'da hem de uzatmada bizi yeneceği tutmuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder