İlk yarıda işler pek iyi gitmedi. Serbest atış yüzdesi dışında her istatistikte Rytas üstündü. Efes içeriye top indiremediği için dış atışa yöneldiler. Dış şutlar da girmeyip savunma de aşağı inince ilk yarının sonunda bir seri yedi Efes. 16-5'lik bu seri bizlerin moralini bozdu açıkçası. Boş atışlar da buldu aslında takım. Ama girmedi. 11'de 2 üçlük performansı vardı ama bu atışların pek çoğu doğru pozisyonlardaydı. Dış atışa bağımlılığın kötü yanını bir kez daha gözlemlemiş olduk.
İkinci yarıya yine savunma gayreti ile başladılar. Daha doğrusu ikinci çeyreğe başladıkları gibi başladılar. Ama Rytas gerçekten ekstra işler yapınca farkını korudu biraz daha açtı.
Daha sonra işlerin Efes lehine gitmesi için gerekli olan şans devreye girdi. Kaya'nın bence haksız olarak verilen 4. faulü Santiago'nun oyuna girmesini sağladı. Eğer Kaya faul problemine girmese muhtemelen maçın kalanının tamamında tek başına sahada olacaktı. Bir diğer şans faktörü de Rytas uzunlarından birinin oyundan atılması oldı. Diskalifiye edilmiş sanırım. Pozisyonu göremedim Sahadan çıkarken ne oldu diye arkadaşlarıma sorduğumda atıldığını söylediler. Rytas'ın zaten zayıf olan pota altı iyice zayıfladı. Bu durum Efes Pilsen'in pota altına top indirme konusunda ısrarcı olmasına neden oldu. Eğer olmasaydı Efes dış şut sokarak maçı kazanmaya çalışacaktı. Ama Efes ısrarla topu pota altına, Santiago'ya indirdi. Daniel de coştukça coştu. Santiago kısa kısa da olsa hücum performansını daha önce de göstermişti aslıında ama dün akşam resital sundu. Daha önemlisi Efes Pilsen'e geldiğinden bu yana ilk defa savunmada etkili oldu. Rakibi için korku unsuru haline geldi. Normalde Efes pota altı sertliğini Kaya arttırırken dün akşam ilk kez Santiago yaptı bu vazifeyi.
Maç sonunda istatistik kağıdını elime aldığımda Santiago'nun performansından hemen sonra seyirci sayısına baktım. 2.500 yazmışlar. Biraz abartılı geldi. Ayhan Şahenk'in genel kapasitesi dikkate alındığında 2.000 sayısı daha makul olurdu gibi geliyor. İlk iç saha maçında 7-8 bin kişi vardı Abdi İpekçi'de. Bu rakamın yarısı bile gelse Şahenk dolardı. Galatasaray'ın futbol maçının olması da etkili olmuş olabilir.
Maç bitiminde çok sevindik. Eve gidince bu durum da bende bir burukluk yarattı. Daha David Blatt öncesi döneme kadar bu maçlar nasılsa alınacak maçlardı. Efes Pilsen Avrupa devlerini içerde dışarda devirirdi. Şimdi bu maça bile tereddütle başladık. Kazandığımızda çok mutlu olduk. Efes Pilsen'in son 2-3 senede kaybettiği en önemli özelliği kazanma alışkanlığıydı. Umarım bu alışkanlığı geri kazanabilirler.
8+ fark diyordum maçtan önce. Rytas ile aynı puan durumunda olma ihtimaline binaen söylüyordum tabiki. Fakat Partizan hesapta yoktu. Deplasmanda Malaga'yı yenmeleri hem işleri karıştırdı, hem gıpta ettirdi hem de deplasmanda oynanacak Partizan maçı için endişe etmeme neden oldu. İkili averajların hesabını yaparken şimdi 3lü averaj oldu. Efes Pilsen'in bu 15 sayılık galibiyeti 3'lü averaj için çok yararlı oldu. Ve şu anki durumda Efes'i yukarı taşıdı. Peki 4'lü averaj da neden olmasın? Olympiakos bu 3 takımın sadece 1 galibiyet üstünde.
Yazımı bir kaç Santiago fotoğrafı ile tamamlayayım:
"Eğer Kaya faul problemine girmese muhtemelen maçın kalanının tamamında tek başına sahada olacaktı." kesin yargısına nasıl vardığını çok merak ediyorum.. 15 sayı geriye düşülmüş Malaga maçında yapılan alan savunmasının bu maçta da tutacağına dair bir veri mi var elinde? Ergin hoca bu yönteme TBL'de çok sık başvuruyorsa, bunu keyfinden mi yapıyor?
YanıtlaSilErgin Atamanın, Santiagoyu 13 dk kala oyuna sürmesine ne demeli. Her ne kadar bugüne kadar isteneni vermese de en kötü 2. devrenin başında oyuna sokmalıydı. Kaya 4lemese faulleri acaba süre alacak mıydı Santiago?
YanıtlaSilErgin Ataman maçtan sonra verdiği röportajda oyunu Santiago'nun üstüne kurduk ve kilidi çözdük dedi. Şimdi, biz mi salağız yoksa Ergin Ataman'ın bu beyanatı tarihe geçecek bir yüzsüzlük ve "fırsatçılık" örneği de herkes galibiyetin verdiği sevinçle "aman boşver yaaa..." mı diyor.
YanıtlaSil- Kaya 4'lemese Santiago'yu oyuna alacağı falan yoktu, hiç ayak yapmaya gerek yok.
- Zaten rotasyonda Ermal'i öne alarak, bunu çok net bir şekilde gösterdi.
- Şunu söylemiyorum, "Santiago en baştan oynamalıydı, bu çok bariz bir coaching hatasıdır", yani Santi çok rezil oynayıp, hiçbir olumlu katkı da vermeyebilirdi. Oyuna girdikten sonraki performansı herkesi olduğu gibi beni de şaşırttı.
- Ama kardeşim niye "Santiago çok ekstra oynadı, galibiyeti getirdi." deyip geçmiyorsun. Sanki bir plan çerçevesinde olayı öngörmüş gibi kendine yontuyorsun. Bırak bu şark kurnazlıklarını, hiç gerek yok...
Ataman'ın kafayı yorması gereken asıl konu, takımın yine kötü oynaması, bu galibiyet süper oldu ama önümüzdeki maçlarda daha çok mücadele edip, kalan 4 maçtan 3 galibiyet çıkartırsak gerçekten anlamlı hale gelir.
Sarıkaya, nam-ı diğer Önder Abi'ye
YanıtlaSilMuhtemelen dediğim için bunun kesin yargı olmadığını anlaman gerekiyordu. Ergin Hoca Kaya'ya özellikle savunma gayretinden dolayı daha fazla güveniyor. Santiago'yu çok sevmeme rağmen ben de Ergin Ataman'la aynı fikirdeyim. Kaya'ya ben de olsam güvenirdim. Ergin Ataman'ın bir diğer özelliği inandığı 5'i sahada tutmayı sevmesi. Bahsettiğin Malaga maçında da sahadaki takımına güvenip Rakocevic'i bile oynatmamıştı. Sinan'a hiç süre vermemesinin nedeni olarak da kritik anlarda elinin soğuk olmasını göstermişti. Şimdi bu bilgiler ışığında söyleyebilirim ki Eğer faul problemine girmeseydi güvendiği ve benim de güvendiğim Kaya'yı oyuna sokmayacaktı. Ama bu kesin bir yargı değil. Sezonun geride kalan kısmına bakarak yapılan bir tahmin..
Ergin Ataman'ın Güçlü'nün bahsettiği röportajını okumadım, dinlemedim. Doğru ise evet Ergin Ataman fırsattan istifade etmiştir. Ama mecburiyetten dolayı da olsa denemek zorunda olduğu taktiği tuttuğu için tebriği de hakeder.
"Eğer Kaya faul problemine girmese muhtemelen maçın kalanının tamamında tek başına sahada olacaktı." lafı ile "Kaya 4'lemese Santiago'yu oyuna alacağı falan yoktu, hiç ayak yapmaya gerek yok." lafı arasında ben pek bi' fark veya nüans, hatta nüans farkı! bile göremiyorum. Maruzatım budur. Sahi, Santiago bugüne kadar hangi EL maçında oyuna girmemiş? ona bakmak lazım bir de.
YanıtlaSilAbi ben de öyle düşünüyorum zaten.. Bence Kaya 4lemese Santiago oyuna almınazdı. Sadece sen "kesin bir yargı", "elinde veri mi var" gibi şeyler yazınca ben de kesin bir yargı değil tecrübelerim bunu gösteriyor demek istedim.
YanıtlaSilEvet Santiago alınmazdı. Sinan Güler'i almadığı gibi onu da almazdı oyuna.. Takımda çok sayıda kısa olduğu için Sinan'a sıra gelmedi. Ama az sayıda uzun olduğu ve Kasun bugün formunda olmadığından bir de Santiago'yu denedi. Kaya 4. faule kadarki oyununu oynasaydı, 3 faulle devam etseydi Santiago'nun oyuna girmesi anca serbest atış sonrası mutlaka alınması gereken bir ribaund için olurdu. Dediğim gibi bunlar veri veya kesin yargı değil benim tahminim, senaryom...
Valla benim gördüğüm kadarıyla "Sonuna kadar Kaya!" ancak alan savunması ile olur. İyi de, dünkü Rytas'a alan savunması mı yapmak daha tehlikeli idi, yoksa dolu tabanca ile Rus ruleti oynamak mı?
YanıtlaSilKaya - Alan savunması eşleşmesi fena değil. Çok hızlı olmadığını düşününce mantıksız da değil. Ama Ergin Hoca böyle bir eşleşme yapmıyor. Kaya peker her tür savunma tarzında sahada yer alabiliyor. Bence dünkü Rytas'a hele uzun rotasyonu da iyice daraldıktan sonra adam adama oynamak daha akıllıcaydı.
YanıtlaSil