7 Ağustos 2009 Cuma

10. Şampiyonluk ve Fanatik Basket

2002-03 sezonu... Euroleague'de yine Final 4'a uzak kalınmasına rağmen gelen şampiyonluk. Avrupa'da o zamanlar çeyrek final yoktu. Top 16'da grup birincileri doğrudan Final 4'a giderdi. Olmadı... CSKA'nın ardından grup 2.si olarak eve döndük. O senenin Top 16'sına ilişkin ilginç de bir ayrıntı vereyim. Alper Yılmaz, nam-ı diğer kelepçe, 2002-03 top 16'nın uzak ara top çalma kralı olmuştu.

Avrupa'da durum böyleyken, Türkiye'de ise yine şampiyonluk...

2001-02 sezonuna göre kadro pek değişmemişti. Ama basketbol anlayışı biraz farklılaştı. NBA'e giden Mehmet Okur'un yerine Asım Pars kadroya alındı. Böylece pota altı biraz zayıfladı. Ama Stombergas'ın yerine Antonio Granger ve Golemac transfer edildi. Böylece dış şut opsiyonu arttırılmış oldu. Sezon sonuna doğru ise Golemac gönderilip yerine Ira Clark bulup buluşturulmuştu. Ira Clark'la doğrudan alakalı olmasa da Efes şampiyon oldu ve Ira Clark böylece hangi takıma katılırsam o şampiyon olur kuralını başlatmış oldu.

Onun dışında Marcus Brown, Kaspars Kambala, Kaya Peker, Kerem Tunçeri, Alper Yılmaz, Ömer Onan, Ender Arslan hepsi kadrodalardı. Pastal kardeşler de kendilerini göstermeye başlamıştı.

Finalde Efes Pilsen alışıldığı üzere Ülkerspor'la karşıılaşmıştı. Çok çekişmeli bir seri oldu. Serilerin 4 galibiyet üzerinden oynanmaya başladığı 1993-94 sezonundan beri 4-3'le biten, yani son maça kadar uzayan tek final 2002-03 sezonunun finali oldu. 14 takımlı dandik ligimizin en üst 2 sırasındaki takımlar harika bir final serisi izlettiler. Ülkerspor maçlarını Ahmet Cömert'te oynamıştı o sezon. Normal sezonu 1. bitirdiklerinden saha avantajı Ülker'deydi. Ahmet Cömert berbat bir salon olmasına rağmen akustiği güzeldir. Salon inlemişti...

Granger dışında tüm yabancılar bu gazete küpüründen bir kaç gün sonra Efes'ten ayrıldı. Şampiyonluktan bir kaç gün sonra bir teknede program yapılıyordu. Marcus Brown ligde sadece iki takımın (Efes Pilsen ve Ülkerspor) rekabet ettiğinden şikayet ediyordu. Sanırım daha büyük heyecanlar yaşamak istiyordu. Onun ayrılması Efes Pilsen için kayıptı. Ama Granger'ın önünün açılması da bu sayede oldu. Granger Efes Pilsen'deki bu ilk senesinde sadece rol oyuncusuydu. Ayrılsa hiç bir şey eksik olmaz görüntüsü veriyordu. Brown gittikten sonra, bizleri de şaşırtarak gerçek bir yıldız oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder