Antalya büyük bir hırsla başladı diyemem. Ama Efes'te, geçen sene Oyak'a Türkiye Kupası'nda elendikleri maçtaki gibi bir hal gördüm. Kendimizi 5 dakika sıkalım, nasılsa kazanırız anlayışı vardı. Aslında haklılardı da... Ara ara savunma direncini gözle görünür derecede arttırdıklarında hemen fark kapandı. Ama Efes zaman zaman pota altında öyle zaafiyet gösterdiki anlatamam. Pota altı savunması play offlar öncesi iyi sinyaller vermedi.
Antalya Efes'i resmen uyuttu. Son 3,4 saniyede saçmalamayıp faul yapsalardı maçı kazanacaklardı. Belki atış halinde yaparız da 3 serbest atış olur diye korkmuş da olabilirler. Önce Shumpert pozisyon buldu. Baskıları vardı ama faul yapmadılar. Shumpert, Ender'e verdi. Ender'e rahat faul yapamazlardı. Çünkü yakınındaki oyuncular Shumpert'a yakındı. Ama en azından üstüne doğru atlasala Ender 3 sayı çizgisine giderdi. Ve biliyoruz ki Ender iyi serbest atış atamaz. Bu sene ortalaması %69. Tabi maç o pozisyona gelmeden önce Thornton iki serbest atışı kaçırmasa, 2 pozisyon sonra da gereksiz yere 3lük atan kişiye faul yapmasa bu pozisyonu konuşuyor olmayacaktık. İddaa mı oynadı yoksa diye aramızda konuştuk ama sonrasında çıktı sayılarını buldu.
Maç uzayınca her şey bitmiş oldu zaten. Psikolojik üstünlük çok açık bir şekilde Efes'e geçti. Antalya uzatmada direnç gösteremedi.
Oyuncuların maç sonunda toplanıp Efes tribünlerine gelmeleri hoş bir jest oldu. Ama Efeslilerin de hakkını yememek lazım. İyi destek verdik. Özellikle de maçın gitme ihtimalinin olduğu dönemlerde.
Maçtan diğer aklımda kalan kişi Mustafa Kemal Bitim oldu. Kulüpler Kupası finalinde Aris karşısında da Koraç Kupası'nda da kadrodaydı. Hep kenardaydı ama kadrodaydı. O günlere ait bir kişi gibi gelir hep bana. Uzun süre sonra görmekten memnun oldum.
Fotoğraf sporx.com'dan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder