Efes, Darüşşafaka'dan hem Bora'yı hem de Hammonds'ı alıyor. Ligin dengesini alt üst ediyor. Sonra gönderebildiğini geri gönderiyor. Efes alt yapısından gelen Melih Mahmutoğlu bir bakıyorsun Daçka formasıyla karşında ertesi gün Pertevniyal formasıyla.. Ama hepsi antrenman için Merter'de...
Tıpku bir kaç sene önce Play off'lara yürüyen, Efes Pilsen'i bile yenen Alpella'nın en iyi oyuncusu Ömer Aşık'ı alıp ligin yapısını değiştiren Fenerbahçe Ülker gibi..
Bu alışkanlığı Efes başlattı aslında. Muratpaşa Belediyesi'ni pilot takım yapmıştı. Zaman bulamayan oyuncular orda oynadılar. Pek çok oyuncu geçti o tezgahtan. Onlar da play off'a yürüyordu. Ta ki Efes Pilsen maçına kadar... Ender Arslan Efes Pilsen potasına 18 sayı bırakınca Efes aldı ABD'ye gitmek isteyen Engin Atsür'ün yerine takıma monte etti. Antbirlik dağıldı gitti.
Ligde yer alan takımların her birinin birbirinin rakibi olması gerekir. Aynı hedefi olan takımlar mücadele etmeli. Birbiriyle abi-kardeş olanların ligi olmamalı...
O yüzden Antbirlik - Efes, Fenerbahçe Ülker -Alpella, Efes Pilsen - Darüşşafaka Cooper Tires türü ilişkiler ligi daha az zevkli hale getiriyor. Tamam bu organizasyonlar takımlara ve oyunculara faydalı. Ömer Aşık'ı Ömer Aşık yapan Alpella'dır. Ama ligin içini oyan, rekabeti öldüren de aynı şeydir.
Farklı liglerde olabilir tabiki. Pertevniyal, Genç Telekom, Genç Banvitliler organizasyonu ayakta alkışlanacak şeyler. Ama karşılıklı mücadele halini alırsa ben ligden soğurum. Efes Pilsen - Türk Telekom maçının değeri vardı. Pertevniyal - Genç Telekom maçının da değeri vardır. Ama Efes Pilsen - Darüşşafaka maçının, gençlerin ne durumda olduğunun görülmesinin dışında Beko Basketbol Ligi açısından hiç bir değeri yoktur.
Tabi koskoca Daçka'yı bu durumlara düşürenlerin hiç mi suçu yok diye sorassanız, onların en başta ıslak sopayla kabalarına kabalarına vurulması lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder