Başka bir yazımda da biraz bahsetmiştim Gökhan Güney'den.. Arşivimi taradım. tek başına çekildiği Efes formalı hiç fotoğrafı yok bende. Tamamını daha sonra yayınlayacağım toplu bir fotoğraftan kırptım üstteki fotoğrafı..
1990'dan 1995'e kadar Efes'te oynadı. 92'ye kadar istikbal vaat eden genç oyuncu kontenjanından kadrodaydı. Benim Efes'i bildiğim 92-93 sezonundaki sıfatı ise Naumoski'nin yedeğiydi. 2 sene öyle yer aldı kadroda. 1 sene de Chris Corchiani'nin yedeği oldu. Yedek olmaların bitmeyeceğini anlamış olmalı ki o zaman ayrıldı Efes'ten. Ayrılış o ayrılış.. Başka takımlarda da oynadı. Benim aklımda sadece Oyak kalmış. 4 seneyle en çok orda oynamış zaten. Başka takımlar da var.. Ama benim zihnimde yedek Gökhan Güney olarak kaldı. Bir de adını televizyonda tesadüfen duyan ve basketbolla alakaları olmayan aile bireylerimin şarkıcı Gökhan Güney mi sorusuyla... :)
Başka bir şey için Selçuk Üniversitesi'nin sitesine girdiğimde orda yardımcı antrenör olarak çalıştığını da tesadüfen öğrendim. Belki başka yerlerde de çalışmıştır. Şimdi 2 haftalığına da olsa Beko Basketbol Ligi'nde baş antrenör olarak görev yapacak. Hayırlı olsun.. Umarım kalıcı olur.
Zihnimi biraz zorladığımda onunla ilgili iki anı canlanıyor. Ve ikisi de kötü...
Birincisi, Cibona deplasmanında kafasına aldığı darbeyle yere yığılmasıydı. 1995 yılındaydı. Zeminde hareketsiz yatışını acaba ölecek mi korkusuyla izlediğimi hatırlıyorum. Biraz kendine gelince arkadaşlarının yardımıyla kenara gelmişti. Maçı kaybetmiştik. Hem de 20 fark yiyerek.. Oyuncular da ben de mağlubiyetten daha çok Gökhan Güney'e üzülmüştük. Aslında o oynasa da kazanamazdık. Zaten Gökhan Avrupa maçlarının, kazanacağımız veya kaybedeceğimiz garanti olduğu anlarında süre alırdı. Ve o zamanlarda da Efes deplasmanda Cibona'yı pek yenemezdi.
İkincisi, gazetede Efes'ten ayrıldıktan yıllar sonra hakkında dolandırıcılık gibi bir suçlama olduğuna dair haberdi. Üzülmüştüm. Efesli bir oyuncunun, belki Efesli olduğunun bile hatırlanmamasına rağmen böylesi bir habere/suçlamaya maruz kalması canımı sıkmıştı. Belki sonra haber yalanlanmıştır. Belki sonradan suçlama asılsız çıkmıştır. Belki de hiç biri olmamıştır. Bilemiyorum.. Aklanma veya suçlamanın karar bağlanması o ilk suçlamadaki kadar haber değeri taşımıyor olabilir. Belki de ben denk gelmemişimdir.
Eski günler yine zihnimde canlandı.. 1992-2001 arası dönemin önünde yine saygıyla eğiliyorum..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder