Az önce Turgut Atakol Turnuvası'nda Türkiye-Rusya maçından geldim.
-Salon güzel olmuş. Modern bir görüntüsü var. Hem dışardan hem içerden göze hoş geliyor. Ayrıca hem içerde hem dışarda ufak çalışmalar devam ediyor ama turnuvaya yetişmeyecek cinsten şeyler değil. Tepedeki skorbord harika. Koltuklar çok rahat. Olumsuz olarak üst katın parçalı olması, yani kolonların 4 kenardaki tribünleri birbirinden ayırması gösterilebilir. Dışardan tamamen oval bir görüntü varken içerde bu kesinti biraz göz tırmalıyor ama çok önemli değil. Bir de çok amaçlı olduğundan özellikle arka tribünler sahadan uzak kalıyor.
-Dusan Cantekin'den hiç bir numara olmaz. Melih Mahmutoğulları'da yavaş. Şut sokamadığında hiç bir işe yaramaz.
-Maçta eski bir dost vardı. Biraz da onun için girdim nete. Karasevda: Vasili Karasev basketbolu çok geç yaşlara kadar devam ettirmişti. Şimdi Rus Ümit Milli takımının bençinde. Maç çıkışı salonun önünde sigara içerken yakalayınca bi selam vermeden geçemedim. Kırık dökük İngilizcemle Efesliler seni unutmadı. Türkiye'ye tekrar hoşgeldin gibi bir şeyler zırvaladım. Zorla da olsa elini sıktım.
Ah o kara perşembe... Ah o Asvel maçı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder